Avi Shlaim

Avi ShlaimFilistin'i Bölüşmek author
Author
Editor
8.8/10
20 People
95
Reads
16
Likes
1,106
Views

Avi Shlaim Quotes

You can find Avi Shlaim quotes, Avi Shlaim book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Hiçbir yere varmayacak bir diplomatik eylem, hiç diplomatik eylem olmamasından daha iyidir."
Sayfa 364 - Abba EbanKitabı okudu
Reklam
Ben-Gurion zafer kazanmış bir orduyu arkasına alarak sadece siyaset uzmanlarının tavsiyelerini değil, Birleşmiş Milletler'in ateşkes çağrılarını da dikkate almamıştı. Aralık sonunda Mısır ordusunu uluslararası sınırın ardına atabilmek amacıyla güneyde yeni bir saldırıya, yani Horev Operasyonu'na başlamıştı. İSK operasyon sonucunda Sina'ya sızarak, el-Ariş kentinin banliyölerine ulaşmıştı, ancak yoğun Amerikan baskısı İSK'yı geri çekilmeye ve Gazze Şeridi'ni Misır'a bırakmaya zorlamıştı. 7 Ocak 1949'da iki taraf da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ateşkes çağrısını kabul ederek silah bırakma görüşmelerine başlamayı kabul etmişti.
Sayfa 89
Ben-Gurionun Batı Şeria'nın veya bu bölgenin büyük bölümünün ele geçirilmesi için baskı yapmama kararının pek çok sebebi olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu sebeplerin ilki ve en önemlisi Ben-Gurion'un Ürdün-İngiltere savunma anlaşmasının öngördüğü İngiliz askeri müdahalesinden çekinmesidir. İkincisi, Batı Şeria sakinlerinin kaçmayacağını düşünmesi ve gerekli olandan daha fazla sayıda Arap nüfusu Yahudi devleti sınırları içine dahil etmek konusunda gönülsüz olmasıydı. Üçüncüsü, Batı Şeria'nın büyük bölümünün ele geçirilmesinin Kral Abdullah'la kurulan özel ilişkiyi düzelmemek üzere bozacağını bilmesiydi.
Sayfa 86
Siyonistler paylaşım prensibini kabul etmeye, Yahudi devletine razı olmaya ve böyle bir devlet kurulduktan sonra onunla barış içinde yan yana yaşamaya hazır bir Arap lider aramaktaydılar. 1947'de bu kıstasa uygun bir tek Arap lider vardı, o da Kral Abdullah'tı. Mavera-i Ürdün Emirliği'nin 1921'deki kuruluşundan itibaren Siyonistler ve Kral Abdullah arasında dostane ilişkiler vardı. Abdullah için Siyonistler Büyük Suriye* rüyasını gerçekleştirmesini sağlayacak potansiyel destek anlamına geliyordu. Siyonistler ise Abdullah'ın onları her yandan kuşatan Arap düşmanlığı zincirini kırabilmeleri için bir vasıta sağlayacağını düşünmekteydi. Haşimiler ve Siyonistler arasındaki dostluk İngiltere gibi ortak bir hamiye ve Hacı Emin el-Hüseyni gibi ortak bir düşmana sahip olmaktan ileri geliyordu.
Sayfa 74
Siyonizmin çok daha katı bir türü İkinci Dünya Savaşı sırasında biçimlenmiş ve Yahudi devletleşme mücadelesine bağlılık da Holokosť’un gölgesinde derinleşip, pervasız bir hale gelmişti. Holokost bir yandan Siyonistlerin Filistin mücadelesinde adaletin onlardan yana olduğu inancını teyit ederken, diğer yandan da uluslararası kamuoyunu bağımsız bir Yahudi devleti fikrine ikna etmişti.
Reklam
Filistin'in bütünü üzerinde kurulacak Yahudi devletine dair yeni görüş tartışmalı Biltmore Programı'nda yer bulmuştu. Amerikalı Siyonistlerin Mayıs 1942'de New York'taki Biltmore Oteľ'de organize ettikleri, Weizmann ve Ben-Gurion'un da katıldığı olağanüstü toplantida, İkinci Dünya Savaşı sonrasında “Filistin'in yeni demokratik dünyaya entegre olmuş bir Yahudi cumhuriyeti olarak kurulması" doğrultusundaki karar benimsenmişti. Bu kararla, Siyonist hareket Filistin mandasının tümü üzerinde ilk kez açıkça hak iddia etmişti.
Ben-Gurion savaş sırasında Yahudilerin siyasi egemenlik hakları konusunda her zamankinden daha iddialı hale gelmişti, ancak Filistin'deki Arap çoğunluğun böyle bir hakkı olduğunu yadsımaktaydı. Yişuv'un böyle demografik bir problemi çözmesinin yolunu da, savaşın hemen ardından iki üç milyon kadar Yahudinin Filistin'e göç etmesi olarak öngörmekteydi. Iddiasına göre Arap problemi Yahudi problemi karşısındaki önemini yitirmişti, çünkü Araplar Filistin dışında geniş topraklara sahipti, buna karşın Avrupa'da zulme uğrayan Yahudiler için Filistin haricinde uygun başka bir sığınak yoktu. Dolayısıyla Arap sorununu basitçe Yahudi çoğunluklu bir devletin bünyesindeki Arap azınlık konumuna indirgeyerek değerlendirmeye başlamıştı.
Sayfa 68
İngiliz hükümeti Temmuz 1937 tarihli nihai raporunda, 5000 kilometrekarelik oldukça küçük bir Yahudi devletiyle, buna göre daha büyük bir Arap devleti, Kudüs'ten Yafa'ya uzanan bölgede de daimi İngiliz yönetimi önermişti. Ben-Gurion'a göre, Peel Paylaşım Planı Filistin'deki İngiliz manda yönetimi için sonun başlangıcını ve gerçekçi bir siyasi program olarak da Yahudi devletinin doğuşunu işaret etmekteydi.
Sayfa 64
Makale demir duvarın etik açıdan sorunlu olmadığına dair bir teyitle sona ermekteydi: “Gerçekleştirilmesi güç kullanımını gerektiren kutsal hak, sırf bu nedenle kutsal bir hak olmaktan çıkmaz. Bu, Arap direncine karşı duruşumuzun temel dayanağıdır ve bizler ancak onlar tartışmaya hazır hale geldiklerinde bir uzlaşmadan bahsedeceğiz."
Sayfa 59
214 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.