Kadınımızı, erkeğimizi, çocuğumuzu, yerimizi ve göğümüzü savunacağız. Onların imgesini de. Güttükleri rezil kavga bizimle; ama bu kavga bizden daha çok, bizim kim olduğumuzla ilgili. Borazan orduları var, kemik kapıcıları, yukarıdan yağan ve aşağıdan fışkıran paraları, çalışmadan doldurdukları işkembeleri, kirli sular gibi akan yalan ırmakları var. Tırnakları uzun, pençeleri zehirli, gırtlakları geniş.
Yapamadıkları tek şey var: Şiir yazamıyorlar.
Türkü yakamıyorlar.
Şarkı besteleyemiyorlar, öykü düzemiyorlar, resim çizemiyorlar.
Güzelliğe güzelliğe değen ne varsa, onlar orada yoklar: Işıkta barınamayan yarasalar gibi.
Ateşi harlamak, ışığı güçlendirmek, göğü açmak gerek.
Kendimizi gösterecek aynayı berrak ve saf tutmak.
Sayfa 3 - Yitik Anı, Süleyman ÇobanoğluKitabı okudu
Sesimin ne kadar çıktığı, duyulup duyulmadığını düşünecek durumda değilim. Gün o gün değil. Söz ettiğim savunmayı, kağıttan kesilmiş bir ak sayfanın üstünde yapabilmek. Elimden gelen bu ve bunu yapmaya çalışıyorum.
Sayfa 3 - Yitik Anı, Süleyman ÇobanoğluKitabı okudu