Ah kendi öğretmenlerimiz de böyle, her sorunun yanıtını verecek kadar yetişmiş olsalardı. Okuldayken, fazla sormaktan ceza bile almıştım. Benim hocalarım sıkıştırılmaktan pek hoşlanmıyordu..
- Şimdi bu vaaz veren arkadaşımız var ya?
- Evet, ne olmuş yani?"
- Bizim yaşlı başlı hocamız!"
- Nefescazı da kuvvatli ba!"
- Zır cahil bir adam! Size yalan yanlış şeyler anlatıyor! Kafanızı karıştırıyor. Söylediklerin hakikatle hiç ilgisi yok..
Sıkı okumuş, çalışmış, yine okumuştum. Şu hâlime bakın, gerçekten orkinosa benziyorum. Başka nasıl olacaktım ki? Bu ultra modern şehrin bir gökdelenindeki görkemli ofisimde âdeta hapistim..
"İnsanları birbirine katan dildir; sövüp saydıran, işi dövüşe kadar götüren, çatışmaları doğuran hep bu dildir. İnsanlar ne çekerse dilleri belasına çekerler.."
"Simdi size bir gerçekten bahsedeceğim. İnsanoğlu biliyorsunuz, ölümlüdür. Ne kadar nurlu olsa da bir gün.. İşte o gün sizin kutsalınız da bu dünyadan gidecek.."
"Dil dünyada var olan en güzel, en tatlı şey değil midir? Bütün bilimlerin anahtarı dildir. İnsanlar onunla anlaşırlar; sevgimizi, düşmanlığımızı dilimizle anlatırız. O olmasaydı hâlimiz kim bilir nice olurdu.."