Aydın Başar

Aydın BaşarHayatı Müslümanca Okumak yazarı
Yazar
7.5/10
2 Kişi
18
Okunma
4
Beğeni
782
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Yazar

Okurlar

4 okur beğendi.
18 okur okudu.
1 okur okuyor.
18 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yükseldikçe hassaslık da artıyor.”
Şah Nakşibend Hazretleri bir defasında abdest için ısıtılan suyu malayani sözlerle ocağa koyan müridlerine şu nasihatte bulunmuştur: “Gafletle pişirilen yemekten yiyen ve gafletle ısıtılan suyla abdest alan kimsenin gönlüne zulümat ve gaflet gelir." Yükseldikçe hassaslık da artıyor.”
Mehmed Şevket Eygi Beyefendi, Eyüp Sultan'daki Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği'ndeki Ocak 2013 tarihli söyleşisinde bize sevgi ve saygıya dair birçok güzellikleri hatırlattı. Nazik İstanbul beyefendilerinden ve nazik İstanbul hanımefendilerinden bahsetti. İstanbul beyefendileri ve hanımefendilerinin en çok kullandığı kelimenin “Efendim” kelimesi olduğunu söyleyen Eygi; “Şimdi bu “efendim? kelimesi tarihe karıştı. İniltiler, böğürtüler onun yerini aldı, bu da İstanbul için bir kayıp oldu” dedi. Eski İstanbulluların en az kullandığı kelimenin ise “ben” kelimesi olduğunu, onun yerine “bendeniz” yahut “fakir” dediklerini söyledi. Şimdi ise durum o kadar acıklı bir hale geldi ki bazı edebiyatla uğraşan büyüklerimiz bile yazılarında; “ben fakir” gibi garabet düzeyinde ifadeler kullanabiliyor. Geleneklerimizden uzaklaşınca kullandığımız dil de böyle paldır küldür dökülüyor. Yine bu söyleşiden öğrendiğimize göre eski İstanbullular kendi evlerinden bahsederken “fakirhane”, başkalarının evlerinden bahsederken de “devlethane” ifadesini kullanırlarmış, “cami” yerine de “cami-i şerif” derlermiş.
Reklam
elifi görse mertek sanır allameler var
(İhsan Sureyya Sırma):Yirmi sene hocalık yaptığım Erzurum'a bir konferansa gittim.Konferanstan sonra benim ayrıldığım fakültede profesör olmuş birisi “Ya hocam Buhari de kim?” dedi. Adam Arapça bir ibareyi okuyamıyor, bir ayete doğru düzgün mana veremiyor, şunun bunun görüşünü nakletmiş onu profesör yapmışlar, utanmadan Buhari aleyhinde konuşuyor. Bu bir akımdır, buna karşı uyanık olalım, müteyakkız olalım.”
Sayfa 225Kitabı okudu
Bu anma toplantısında bir nükte de konuşmacılardan Atilla Şentürk Bey anlattı; “Şefik Can Hoca anlatıyor, Bir gün Tahirü| Mevlevi lisede öğretmenken Sadık Bey diye bir arkadaşı yanına gidiyor, latife yapmak amacıyla 17, Yüzyıl divan şairlerinden Nef'i'nin yine divan şairlerinden Tahir Efendiye yazdığı şiiri soruyor. Tahirü'i Mevlevi bu şiiri ona okuyor: “Tahir efendi bana kelp demiş/ İltifatı bu sözde zahirdir/ Maliki benim mezhebim zira/ İtikadımca kelp tahirdir.' Tabii Tahirü'l Mevlevi çok zeki ve hazır cevap bir insan olduğu için Sadık Bey'in muzipliğini anlayınca sakince diyor ki: Sadık Bey kelbin (köpeğin) tahir (temiz) olması konusunda dört mezhebin arasında ihtilaf var fakat bir hakikat var; kelb sadıktır.”
Sayfa 183Kitabı okudu
Mükremin Halil Yinanç'ın da bu kahvenin müdavimi olduğunu belirten Ayvazoğlu onun hakkında şunları söyledi: “O burada bir masaya oturmuşsa, hayranları etrafını kuşatmışsa orada ne konuşulur? Osmanlı tarihi konuşulur, İslam tarihi konuşulur, şecere ilmi konuşulur. Öyle bir adamdır ki ayaklı kütüphane. Diyelim ki bir savaşı anlatıyor; öyle bir anlatırmış ki sanki o savaşın içindeymiş gibi. Mesela Hazreti Ali'nin bir kahramanlığını anlatırken; “Hazreti Ali kılıcını çekti” deyince kılıcını çeker gibi yaparmış. Yani bunları anlatırken dinleyicilerini de mest edermiş. Eskiden bu insanlara erbab-ı kelam, mir-i kelam derlerdi. Şimdi maalesef bu sohbet ehli adamlar pek kalmadı.”
Yazar Aydın Başar, Ehl-i Sünnet hassasiyetine dikkat ederek Müslümanlar için 300 kitaplık bir liste oluşturdu. Kur’an’da hata bulan ve usulsüz dini yorumlar yapan itikadı bozuk eserleri listeye karıştırmayan Başar, uzun araştırmalar sonucunda doğudan batıya birçok farklı kişinin eselerini listeledi.  Çok sayıda isimden fikir aldı. Listeyi
Yüzüne güleni dostun belleme, Halden bilmeyene derdin söyleme, Ağyar kapısında gönül eğleme, Hatırın dinlemez, yıkarlar seni, İncitip dal gibi kırarlar seni. 👀
Aydın Başar
Aydın Başar
Reklam
"Yunus Emre kendi kendine Yunus Emre olmuş değildir. Uzun seneler Taptuk Emre’nin kapısında hizmet etmiştir. Hatırlarsanız o kapıya gitmeden önce de Hacı Bektaş Veli’nin kapsına gitmiştir. Demek ki bütün Allah dostları gibi o da ilk önce bir arayış sürecine girmiş, aradığı kapıyı bulduktan sonra da artık o kapının sadık bir hizmetçisi olmuştur. ... Yunus Emre; “Böyle yatmak ile dosta gidilmez./ Uyan gel gözlerim, gafletten uyan” diyerek bu işin sıcak yataklarda olmayacağını anlatmak istemiştir." |
Aydın Başar
Aydın Başar

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
288 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba arkadaşlar güzel bir kitap yorumuyla geldim Kafamızdaki soruların bütün cevabı işte bu kitapda. Müslümanca yaşamak için hayatımıza ışık tutacak güzel bir kitap. İslam sosyal olarak yaşanan bir dindir. Müslüman kendisini toplumsal meselelere müdahil hissedebildiği oranda ideal anlamda Müslümanlığını gerçekleştirir. Doğru ve yanlışın belirlenmesi bağlamında çıkarılan ne tür bir hüküm varsa bunun ilkesi Cenab-ı Hak’tan gelir.Dekart da bunu böyle anlamış olmalıdır ki şu sözleriyle herhalde bunu anlatmak istemiştir. Biz Müslümanlar her şeyden önce şunu iyi bilmeliyiz ki adaletin ve hukukun teminatı toplumsal sözleşme değil,Rabbimiz ile yaptığımız “Galu Bela sözleşmesi”dir.“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sualine verdiğimiz; “bela” (elbette Rabbimizsin) yanıtı, bizim neyin doğru ve neyin yanlış olduğuna dair her türlü üst prensibi Rabbü’l Alemin’den almayı taahhüt ettiğimiz anlamına gelmektedir. Islam ahlak dini oldugu kadar,hukuk dinidir de...Ibadet dini oldugu kadar,yönetim dinidir de...Sevgi dini oldugu kadar,Cihat dinidir de... Bu güzel kitabı okumama vesile oldugu için
Hayatı Müslümanca Okumak
Hayatı Müslümanca OkumakAydın Başar · Asalet Yayınları · 201916 okunma