İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda flüt sanatçısıdır. Müzik tarihi üzerine yayımlanmış beş kitabı olan sanatçı, genellikle tüm dünyada doğum ve ölüm yıldönümleriyle gündeme gelen büyük besteciler üzerinde araştırma yapıp, sonra da kitaplaştırmaktadır.2000 yılında Bach’ın 250. ölüm yıldönümü, 2006’da Mozart’ın 250. doğum yıldönümü, 2010’da Chopin’in 200. doğum yılı nedeniyle eser vermiştir.
Yaşamı
1958 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Kabataş Erkek Lisesi’nden sonra İstanbul Devlet Konservatuarı'nı bitirdi. Müzik öğrenimine üç yıl Avusturya'da devam ettikten sonra yurda döndü. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın sınavını kazandı ve flüt sanatçısı olarak bu kurumda çalışmaya başladı; halen bu görevi sürdürmektedir.
1995-2004 yılları arasında TRT Radyo 3'te klasik müzik programları hazırladı. 2003-2010 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi'nde Müzik Tarihi dersleri verdi. Müzik tarihi üzerine kitaplar yayımladı. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde müzik tarihi dersleri verir.
Kitapları
İki Dahi Üç Opera (1998)
Bach: Yaşamı ve Eserleri (2001)
Mozart: Bir Yaşamöyküsü (2006)
Chopin: Tuşlara Adanmış Bir Yaşam (2010)
Romantizmin Işığı Clara (2012)
Yaşamın son yıllarinda bunları ezbere çaldığını gören bir öğrencisi, bu denli zor yapıtları nasıl aklında tuttuğunu sorduğunda Chopin şu yanıtı verecektir..
Böylesi bir müziği insan tüm yaşamı boyunca unutamaz..
Beethoven'ın Yaşadığı Dönemde Müziğine Etki Eden Önemli Olay ve Şahsiyetler
· Klasik Dönem ve Devrimler Çağı
Müzik tarihi içerisinde yer alan klasik dönem, 18.yüzyılın ilk yarısı ile 19.yüzyılın başlarını kapsar. Sanatta klasisizm, dengeli ve tarafsız anlatımla birleşmiş yapı netliği demektir. Klasik sözcüğü ayrıca, tartışılmaz örnek
1756 yılında Avusturya'nın Salzburg kentinde doğan Wolfgang Mozart; henüz 5 yaşındayken klavsen için ilk parçasını, 7 yaşında ilk senfonisi, 14 yaşında ilk operasını bestelemiş 35 yıllık kısacık yaşamına aralarında "Saraydan Kız Kaçırma" " Figaro'nun Düğünü" " Alla Turca" " Requime" ve "
Zorluklarla dolu bir hayat ama bu kadar zorluk arasında piyanoya adanmış bir yaşam... Günümüz insanları dert deneyecekler sorunlar ile belkide hayallerini kenara atıyorlar... Ve birçok yetenek daha doğmadan ölüyor...
Kesinlikle okunmalı, mazeretlerimizi kenara kaldırıp, içimizden geleni yapmalıyız...
"Seni büyük bir sanatçı olduğun için degil, iyi olduğun için seviyorum" dedi Robert Clara'ya. Avrupa'nın hemen her yerinde altmış yıl konserler veren, piyanonun başına geçtiğinde her şeyi unutan, çalışı ile herkesi etkisi altına alan Clara.
Schumann ile tutku dolu bir aşk yaşadı. Öylesine tutkuluyduki babasına bile meydan okudu. Hayatlarını birleştirdiklerinde sekiz çocukları oldu ve bu yaşam bile Clara'nin konserlerden uzak kalmasına engel olamadı. Schumann'nin delilik ile dahilik arasında son bulan yaşamı bir anda hayatını değiştirdi.
Kendisinden ondört yaş küçük olan Brahms, Clara'yı ilk gördüğü anda büyük bir aşk ile bağlanmış, ömürlerinin sonuna kadar bağları devam etmiştir. Bazen aşk, bazen dostluk, bazen müziği derinden hissetme, bazen zorlukları birlikte yasama ama hep devam eden bir bağ ile...
Romantik dönemi, Lizst'i, Schumann'i, Mendelssohn'u, Wagner'i, Chopin'i, Brahms'i, Clara'yı okumak ve o dönemde gezmek harikaydı. Dinlediğim eserlerin yazılış süreçlerini bilmek, çok farklı bir bakış açısı kazandırdı.
Ayrıca Aydın Büke harika yazıyor. Roman tadında, cok sürükleyici, çok anlaşılır.