Uzun bir koridorda tek başına yürüdüğünü düşün, hiç yoktan elinde bir balta... Zeminde yer yer kurumuş yer yer sıcaklığını koruyan kan var. Burnunda paslı buruk bir koku, anlın ter damlacıkları ve kalbin adrenalin kaynaklı göğüs kafesinden çıkacakmış gibi bir ritimi var. Göz ucuyla tavana kayan bakışların floresan lambalarında; sen ilerledikçe kısılıp açılıyor.
Tek bir kapı yarı aralık ve sen içeri giriyorsun. Masanın üstünde bir günlük var. Merak duygun dudaklarını kemirmeni sağlıyor, ellerin istemsizce yaprakları çeviriyor. El yazısı oldukça özenli yazılmış. Yıllar öncesine ait yazılar bunlar. Gözüne çarpan başka bir şey ise haber küpürleri olacak.
Şu an ayaklarının üstüne bastığın zemin Right Ordianary Hastanesi ve bu hastane nefes alıyor. Şu an duyamazsın, henüz erken, saat tam 23.53’te duyabileceğin ayak sesleri olacak.
Zamanın varken kaç buradan! Zamanın varken acil kapıdan geçerken gözlerini sıkıca yum! Zamanın varken Sally ve William’ı görmezden gel!
Burası bir cehennem, burada büyük bir trajedi yaşandı! Dakikalar azalırken vaktini iyi kullan okur!
Kitap gerilim psikoloji üzerine kurulu bir kurguya sahip. İlk 100 sayfa kafanız karışıyor, anlamıyorsunuz. Ama sonra eksik parçalar son sayfalarda oturuyor. Redaksiyon eksikliği aşikar lakin bu kitabı kurtarır taraf kurgusu.
Ne dersin, hastanede bir tur atmaya var mısın?
#beyazbantlikiz #ayhantolgabakkalbasioglu #salonyayınları