Aylin Doğan, Koç Özel Lisesi ve Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji bölümünü bitirdikten sonra, New York’ta The New School ve School of Visual Arts’ta senaryo eğitimi gördü. Yüksek lisansını Bilgi Üniversitesi Sinema ve TV bölümünde tamamladı. Barış Pirhasan’la birlikte 2002 yılında KEDİİ Yazı Grubu’nda senaryo yazmaya başladı. Aynı grup 2004’te Levent Kazak’la bir araya gelerek Senaryo Stüdyosu’nu kurdu. Yazarın yazı ekibinde bulunduğu diziler arasında, Her Şey Aşk İçin (2002), Günahım Neydi Allahım! (2003), Lise Defteri (2003), Sultan Makamı (2004), Seher Vakti (2005) Kırık Kanatlar (2006), Hesaplaşma (2009) ve Galip Derviş (2013-14) yer alıyor. Bilgi Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde senaryo dersleri veren Aylin Doğan, doktorasını Bahçeşehir Üniversitesi, Sinema ve Medya Araştırmaları bölümünde yaptı (2019). Yazar, Murakami’nin Kedisi (2017) ile başlayan, Bram Stoker’ın Masası (2019) ve Oscar Wilde’ın Paltosu ile devam eden “V Kadınları” roman serisinden ilham alan V Kadınları Platformu’nun kurucusudur. Platform, “Yeni çağ kadınının performansı ne olmalıdır?” sorusuna hem analitik hem de sezgisel zekâyla cevap arıyor, sosyal bilimler ile ezoterizmi bir araya getiren akademisyen, sanatçı ve yeni çağ öğretmenleri ile yaşam performanslarını güçlendirmek isteyen V Kadınları’nı buluşturuyor.
"Kedilerin sahiplerine yüklediği karma, anne ve çocuk arasında bile yoktur. Onlar sadece birer hayvan değildir, anlıyor musunuz? Onlar bu evrenin bekçileridir, insan ırkı ile hayvan soyları arasındaki köprüdür."
Abuk sabuk bir kitaptı daha fazlasını söylemeyeceğim şekerim. Ayol kafasına göre zırvalayan her yazarın çalışmasını yaratıcı olarak tanımlamıyorlar mı hasta oluyorum... Daha güzel kitaplar bulmak lazım şekerim bunları okuyup "kitap okudum" demesin kimse.
Murakamin Kedisi iki saatte bitti. Ben da hayret ettim. Kitaba başladım ve bitirmeden bırakamadım. Kitaba başladığınız zaman kelimeler uçuşmaya, etrafınızda dans etmeye başlıyor ve siz de bu büyüye kapılarak kitabın nasıl bittiğini anlamıyorsunuz. Aylin Oflaz harika bir iş başarmış ; eğlenceli , komik ve hızla okunan bir kitap yazmış .
Lal karakteri ilginç ve biraz da bana göre çatlak bir karakter. Böyle olunca da daha sevimli olmuş .En sevdiği yazar 'Murakami ' yüzünden eşi ile tartışan Lal , eşini terk ederek arkadaşının evine gider. Arkadaşı yurt dışındadır , ev ile Lal ilgilenmektedir. Murakami 'nın İstanbul'da olduğunu öğrenen Lal , kaldığı otele gider . Bu macerası Murakami 'nın kedisini çalması ile sonuçlanır. Oh olsun der ve sonrasında ise.... İşte eğlence de bundan sonra başlar. ...Birbirinden tuhaf ve komik karakteri bir araya getiren kitapta yok yok... Bu kadar ince bir kitaba bu kadar olay nasıl sığdı diyorsanız kitabı okumanız gerekir.Keyifli ve yormayan bir kitap arıyorsanız Murakami'nin Kedisi tam size göre ;) Tavsiyemdir.
Murakami hayranlarının ilgisini çekecek ama ilginin sonu hayranlığa geçmeyecektir. Vasat bir kitap, eğlenceli bir konu. Yolculukta, kafa dağıtmak istediğinizde okuyabilirsiniz, beklentinizi orta seviyelerde tutun derim.