Ayşe Kulin

Ayşe KulinAdı: Aylin yazarı
Yazar
8.0/10
29,4bin Kişi
169bin
Okunma
6,1bin
Beğeni
134bin
Görüntülenme
Yine de şunu iyi biliyordum; bitişler başlangıçlara gebedir ve acının üstesinden gelmenin iki çaresi vardır: acıyla yaşamayı öğrenmek ya da acıyı düşünmemek için kendini bir işe kaptırmak.
Sayfa 29
Reklam
En onulmaz yaraları bile onaran bir dermandı zaman, Lokman Hekim'di!
"Avare gençliğim benim, her gelene kul köle Ve şan olsun diye, sunduğum ölesiye."
''Sesim beni de korkutuyor, onu korkuttuğu gibi. Kız gitti. Kız yok Sadece ben varım. Ben yerde iki büklümüm. Kucağımda duran elim, yumruk olmuş, midemin içine doğru giriyor. Midem de bir acı var. Midem çok çok çok acıyor.
Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır, içinden taşar... Sakın yalan söyleme.
Reklam
Bu araba yavaş yavaş kaysa uçurumun ucuna doğru, bayır aşağı, gitgide hızlanarak inse ve denize yuvarlansa. Dört bir yanımızda köpürürken sular, mezgitler, kofanalar, göz kırpsalar bana. Denizin derinliklerine doğru süzüle süzüle gitsek. Deniz kızlarının masallarda yaşadığı o diyarı bulsak.
Aynı yolun yolcularıyız; benim gibi, derin , dipsiz ve karanlık bir kuyuda yaşıyor o da. Onu kuyusuna kim itti acaba?
Hayatta gri renkler vardır.Hiçbir şey siyah beyaz değildir.Hele sevgiler hiç değildir.
Dede oğul güneşin altında konuşmadan ilerlediler. Köyün damlaları göründüğünde, yan gözle torununa baktı dede. Eskiden köy göründüğünde sergilediği sevinç tezahürlerinden hiçbiri yoktu oğlan da. Kös kös yürüyordu, başı yerde.
Reklam
Gönlünü ferah tutmuyorsan onlara karşı, hepsini kara çarşafa soksam da sen yine günaha girersin. Günah onların saçlarında değil yüreğindedir. Sen sevabı da günahı da yüreğinde ara.
Piyano akortsuz sesiyle , bu kez kırık bir hayat öyküsü anlatmaktaydı, sahibine ve elli yılını geçirdiği eve dair.
Kapanır bir devrin kadınlarına görkemli bölüm. Yaz bahçelerinde hoyrat bir rüzgârdır ölüm.
Sayfa 86 - MortisKitabı okudu
Onun vatanı burasıydı artık, ona kollarını açan onu barındıran, dünya güzeli şehir, "Spassibo, şükran sana İstanbul!"
Sayfa 100Kitabı okudu
Onu ilk kez, kalabalık bir caddede ışığın değişmesini beklerken gördüm. Önümde duran taksiden indi ve o da benim gibi karşıya geçmek için yanımda durup beklemeye başladı. Yan yana beklerken önce kaçamak bakışlarla süzdüm, sonra yetinemeyip gözlerimi dikerek açıkça seyrettim onu. Yaklaşmıştım yanına. Belli belirsiz bir traş losyonu kokusu, denizi hatırlatan ama en çok da insanda temizlik duygusu uyandıran; bu işte temiz bir insan, bu koku temiz bir insanın kokusu dedirten...
Sayfa 167Kitabı okudu
Resim