“Kadınları dişi değil,kisi olarak görmeye başladığımız da değişecek dünya”
Merhabalar 🙋♀️
Hacı yatmaz misali hayatın savurduğu yumruklarla devrildikçe yeniden doğrulmaya çalışan üç kadının hayat hikayesi beni cok etkiledi🥹
Geçmişin üzerine sünger çekip,birlikte tertemiz bir sayfa açacak olsalarda,defterin bir önce ki kirli sayfalarından sızan geçmişin lekeleriyle yeniden kirlendiğine sahit olan bu kadınların hayatlarını okuyup da üzülmemek mümkün degil 🥹
Trajedilerle dolu kadın öyküleriyle bizleri buluşturmaya karar veren yazarımız,kadınlarımızın hayatta kalabilmek için nelerle mücadele ettiklerini,nelerle sınandıklarını,toplumda kabul görebilmek için ne tür badireler atlattıklarını,onların sessiz çığlıklarına tercüman olan yazarımıza,genç kızlarımıza öğüt niteliğinde olan bu eseri kaleme aldığı icin teşekkür ederim
Bu arada unutmadan yazayım,kızından aldığı güçle hayata sımsıkı dört elle sarılan Hülya’yı cok taktir ettim arkadaşlar
Yaşamları,erkekleri mutlu etmek için inşa edilmiş hayatı olmayan bu hayat kadınlarının ibretlik hikayesini #okuyunokutun der susarım
@aysegulbanusahin #okuyanteraziokuyor #okuyanterazi
#kadınolmasanatı #feda
Puan 5/5
Herkese merhabalar...
Sizlere harika bir kitap ile geldim.
Gerçek hikayelerin yer verildiği kitapları her daim ayrı severim.
Ve bir yerlerde yaşayan hiç bilmediğim insanların hayatına dahil olmuş gibi hissederim.
Elimi uzatmak, omuzuna katıp sessizce destek olmuş gibi de huzur bulurum.
Yazarımızın 3 kitaplık ama
Üçüncü kitap~Feda~ da fahişe yi anlatıyor.
Ruhları askıda,bedenleri vitrinde, fahişe ve daha birçok terimle adlandırılan ötekileşmiş kadınlar,yüz yıllardır kölelikle sınıflandırılan , modern çağda bile sadece adı değişen kadınlar...
"Kadınları dişi değil, kişi olarak görmeye başladığımız da değişecek dünya"
Yaşadığımız bu yüzyılda, hâlâ kadın erkek eşitliğinin tartışılıyor olması, sadece tartışmakla da kalmayıp namus kavramını tek başına omuzlayıp götürmekle yükümlü olan kadınların her gün yeni bir cinayetle kurban edilmesi, durumun vahametini yeterince gözler önüne seriyor...
Bitse de gitsek düşüncesiyle hayatını sürdürmek zorunda kalan kadınlar için zaman geçmek bilmez. Hele bu hayatsız kadınlar, hayat kadınlarıysa. En çok dikkat çeken, buna rağmen en görünmeyen, silik kadınlardır onlar. Vardır ama yok gibidirler. Herkes görür, bilir ama görmezden gelinirler. İnsan değil de yürüyen et parçalarıymış gibi bedenlerine dokunmaktan çekinmez ama ruhlarıyla temas kurmaya korkarız.
Kimi zaman kutsal sayılan, kimi zaman iblisle aynı kefeye konan.
Hem göz önünde olmasın istenen hem de vitrinde sergilenen.
Seksi tek başına yapıyormuş gibi hep dışlanan, hep aşağılanan, hep ötekileştirilen beden işçileri…
Fahişelik, FEDA edendir. Sadece bedeninden değil, ruhundan da vazgeçendir...
Farkındalık yaratan kitaplarıyla ,okumanızı tavsiye ederim...
Güzel, merak uyandırıcı şaşırtıcı bir kitaptı.
Üstelik sanki devamı gelecek gibi bitti.
Uzun zamandır merak ettiğim bu kitabı severek okudum.
Yazadın dili, akıcı, konu işleyişi betimlemleri de güzeldi. Favori yazarlarım arasına girdi.
Birbirinden farklı beş Üniversite arkadaşı Harun, Zeynep, Bülent, Esra, ve Aynur güzel bir dostluk kurmuşlardır.
Her ayın ilk cuması Harunların çiftlik evinde buluşurlar, güzel bir haftasonu geçirirler.
En son ki buluşmaları hayatlarında derin yaralar açacak, doğru bildiklerinden, inandıklarından şüphe duymaya başlayacaklardır.
Eve yakın bir yerde ceset bulunur, civardaki tek evde onların bulunduğu evdir.
Üstelik eve gelirken, bir kadına çarpan Zeynep bundan kimseye bahsetmemiştir.
Peki katil kim?
Bu arkadaşın hayatlarında neler oldu?
.