İzmir depremindeki görüntüleri bir yandan önlem almayan, denetim , bilinç konusunda ders alınmamasına kızarak izlerken , diğer yandan da mucize diyebileceğimiz kurtuluşlarla sevindim. Kendi yakınlarım enkaz altında kalmış gibi yüreğim daraldı, öfkem kabardı. Her kurtuluşla sevincim yerini belirsizliğe ve hüzüne bıraktı. O insanların yaşadığı travma, bedensel hasarlar nasıl iyileşecek? İyileşme imkanı var mı? Bu sorular aklımda dolanırken kitaplığımda bez bebek kitabı ile karşılaştım. Kapak sayfasında yer alan 3. sayfa haberlerine konu olan kaza haberlerindeki yaralılara sonrasında neler oluyor sorusu ve herkesin engelli adayı olduğunun yazması beni kitabı okumaya itti. Geçirdiği kaza sonrası felç kalan bir genç kızın hayata tutunma hikayesi anlatılmış. . Empati yapabilmek , başlangıç için iyi. Ancak yazarın deneyimsizliği , daldan dala atlaması kurgunun zayıflığı kitabı edebi olmaktan uzak tutuyor, vasat kılıyor. Yine de engelli bir gencin sesini duyurma çabası adına kıymetli . Kitapta farklı engellilerin karşılaştırılması, genç kızın bağımlılık derecesinde evlilik temasına tutunması beni rahatsız eden öğeler oldu.