Ayşenur Gönen

Marifet ve Ârif

Kötü tecrübelerimiz bize çok şey öğretir. Bu gibi durumlarda aklımız uçup gider. Duygularımızın yani kalbimizin yardımıyla bazı şeylerin iç yüzünü kavrarız. Büyüklerimiz buna mârifet der. Kaynağı ise akılda değil kalptedir. Hatta derler ki, akılla elde edilen bilgiden daha değerlidir bu tür bilgiler - Arkadaşımın öteki yüzünü gördüm, evet. Ama bu bilginin beni mutlu ettiğini söyleyemem. Bilmesem daha iyiydi belki de. Aklım çok karışık. - Haklısın. İçyüzünü kavradığımız şeyler, bizi her zaman mutlu etmez. Hatta acı verebilir. Çünkü işin içinde kalbimiz ve duygularımız var. Akılla bulunan şeyler dışardaki dünyada olan bitenle ilgilidir çoğunlukla. Problem duygu dünyanda ise, aklına başvurarak kurtulamazsın. İçgörünü kullanarak yolunu bulursun. Bunu yapabilen insanlara "ârif" denir.

Kalbivera

Aşırı Duygular sağlıklı düşünmeye engel olur

Korku da sevgi de öfke de sağlıklı düşünmenin önündeki en büyük engellerdendir. Aklı başında insan, kendine zarar vermeden bunlarla baş etmesini bilir.. Kıskançlık da sağlıklı düşünmenin önünde büyük bir engeldir... Önceden çok değer veriyordun, şimdi ise düşmanın gibi görüyorsun. Hayat böyle değildir evladım. Aklı başında bir insan, her şeyi olduğu gibi görmeye çalışır. Duygularının akışına kapılıp gitmez. Çünkü duygularımız bazen sağlıklı düşünmemizin önündeki en büyük engel hâline gelir. Hem biz şuna inanırız: "Her şerde bir hayır vardır."

Reklam

Kalbivera

İstişare önemi

Şu sözü bilir misiniz? "Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı adam başkalarının aklını kullanır." Biz buna istişare deriz. - İstişare nedir? Peygamberimiz'in ısrarla tavsiye ettiği bir şeydir. Fikir alışverişinde bulunmak, kendisine fikrini soran kişiye yol göstermek demektir. İnsan bazen sağlıklı düşünemez. Kendine başkalarının gözünden bakmaya ihtiyaç duyar.

Kalbivera

Eleştirel düşünce ve doğru düşünmek

Eleştirel düşünmeyi bilirseniz kimse sizi şaşırtıp yolunuzdan çeviremez. Eleştirel düşünme günümüzde herkese lazım artık. Çünkü bizi yönlendirmek isteyen çok fazla bilgi ve insan var. Sadece çocuklara değil, büyüklere de lazım... Karşılaştığımız bilgiyi veya mesajı peşin peşin kabul veya reddetmek sağlıklı bir düşünme şekli değildir. Bu bilgiler veya mesajlar çoğu zaman bizi bir şeye yönlendirmek ister. Bizi neye yönlendirdiğini bilmemiz gerekir. Doğru bir davranışa mı yoksa hata yартача mı? İşte tam bu noktada SORU SORMAYA başladığımızda eleştirel düşünme kendiliğinden ortaya çıkar.

Kalbivera

Dijital Dünya ve Dijital insanlar

Bu dünya artık sizin gibi dijital yerlilerin dünyası... İnternet dünyanın en büyük ülkesi artık. Bu sanal ülkenin yerlileri de sizsiniz... Günümüzde eğlencenin de bilginin de ana kaynağı internet artık. Benim yaşıtlarıma ise dijital göçebe deniyor. Yani bu yeniliklerle sonradan tanışan insanlara... 107

Kalbivera

Hayal ve düşünce

Hayal kurmak da bir düşünme şeklidir. Ama aklınızla değil, bilinç dışınızla. - O ne demek ki? - Bilinç dışımıza ruhumuzun derinlikleri diyebiliriz. Ya da kalbimizin gizli odaları. Bildiğinizi bilmediğiniz şeyler vardır bilinç dışında. Hatta farkında olmadan düşündüğünüz şeyler. Duygularınızla bulduğunuz şeylerin ortaya çıkmasını istedim. - Öğretmenim, neden resim çizdikten sonra gözlerimizi kapatmamızı istediniz? Öğretmen tüm sınıfa dönerek dikkatlerini çekti. - Arkadaşınız çok önemli bir soru sordu çocuklar. Bu hem sanatçıların, hem mucitlerin hem de bilim adamlarının çokça kullandıkları bir yöntemdir. En parlak buluşlar, beyinlerimizi kısa süreliğine uyuttuğumuzda ortaya çıkar. Beyniniz yorgunken ve stres altındayken değil. Kafa yormaya ve çalışmaya ara verdiğiniz anlarda doğar. Buna ilham deriz. Duş alırken, yürüyüş yaparken, müzik dinlerken hatta uyurken... Bunlar bilgi depolamaya ara verdiğimiz zamanlardır. Bu sırada bilinç dışımız biz fark etmeden bilgilerimizi bazı işlemlerden geçirir. İcatların nasıl ortaya çıktığını araştırırsanız bunu göreceksiniz. - Mesela! - Biraz düşünürseniz hatırlayacaksınız. Newton ağacın altında uyuklarken yer çekimini keşfetti. Arşimet, suyun kaldırma kuvvetini hamamda yıkanırken buldu. -Aaa! Evet. Şimdi anladım.