Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bahri Savcı

Bahri SavcıYaşam Hakkı ve Boyutları yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
2
Okunma
4
Beğeni
825
Görüntülenme

Bahri Savcı Sözleri ve Alıntıları

Bahri Savcı sözleri ve alıntılarını, Bahri Savcı kitap alıntılarını, Bahri Savcı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İnsan, yaşatılacak ise, Devlet, onu, tinin (ruhun), ve usun özgürlüğü içinde yaşatmalıdır. Ruhun ve usun özgürlüğü, başkalarınınkinden ayırtlı (farklı) inanç ve düşünlerimizin bir tehdide uğramamasıdır. "
Sayfa 100 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
"Çağdaş kültür toplumlarında bireysel ve toplumsal ahlakın temeli, 'sorumluluk'ta yatmaktadır: Bireyin kendine karşı sorumluluğu; topluma karşı sorumluluğu... Bireyin, bir iç sorumluluk düşünü (idee'si) dolayısı ile kendini anlaması-tartması değerlendirmesi; bu değerin gerektirdiği tavırlar-tutumlar-davranışlardan oluşmuş bir 'durum'! içinde yaşaması... Bireyin, dışa yönelik bir sorumluluk düşün'ü dolayısı ile de, sosyal çevresini anlaması-tatması-değerlendirmesi; çevre ile bu değerin gerektiği davranışlarla oluşan bir ilişkiler demeti kurması... "
Sayfa 48 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
Reklam
"Bireyin, bir kişiliği vardır. Bu kişilik, hem insansal, hem de hukuksal açıdan vardır. İnsansal açıdan söz konusu olan kişilik, onu, doğanın öteki varlıklarından ayıran cevherdir. Hukuksal açıdan söz konusu olan kişilik de, bu cevherin her yönden gelişip, bireyin toplum içinde, insansal cevherin 'öz'üne layık bir varlık halinde, 'insan' işlevlerini yerine getirmesine yönelik bir durumu deyimler."
Sayfa 1 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
"Yaşam hakkı, kutsaldı. Doğanın varlığı bile, insansal varlığın yaşamı ile anlamlaşıyordu. İnsan söz konusu olunca, daha doğrusu insan var olunca onun yaşamı her şeyin önüne geçiyordu : Önce Yaşam vardı."
Sayfa 16 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
"Bir başka deyimle, konuyu şöyle yineleyebiliriz: Önce yaşam var idi. Bu, en temel hakkı, en temel özgürlüğü oluşturur. Öyle ki, insanlık nitelerinden (sıfatından) çözülemez. İnsanın kendisi bile istese, ondan vazgeçemez (feragat edemez). Bu nedenle, yaşam hakki; kişilikten soyutlanıp çözülmediği gibi, sınırlanamaz da... 'Özü saklıdır. Öz'den dışarısı sınırlanabilir' de denemez. Çünkü yaşam hakkının kendisi, bir 'öz'den ibarettir. Yaşam hakkı söz konusu olunca, onun 'öz'ü, 'içerik'i, 'kapsam'ı, 'şûmül'ü, hep 'bir' ve 'ayni' şeyi deyimler. Bunların hepsi 'bir' ve 'ayni' şeydirler. Bu 'içerik'e, bu 'kapsam'a, bu 'şûmül'e bir yerinden, en küçük bir sınır getirilirse; 'öz' bozulmuş olur; 'öz' yok edilmiş olur."
Sayfa 12 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
"İnsan Hakları Öğretisinin ilk düzenlemeleri, İnsan Haklarını, bireyin 'insan olma' niteliğine bağlamıştı. Çağdaş anlayış, 'insanoğlu, bu niteliğinden soyunmadıkça, hangi bireysel hukuk durumu içinde olursa olsun; hangi sosyal kategori durumu (sınıfsal durum) içinde bulunursa bulunsun, insan haklarından da soyunamaz, vazgeçemez, feragat edemez', kuralına erişmiştir. İnsan olma niteliğinden soyunulamayacağına göre, İnsan Hakları Öğretisinin belirttiği, deyimlediği bir ayrıcalıktan da, soyunulmayacaktır, vazgeçilemiyecektir, feragat edilemeyecektir. Bu ayrıcalık, varlığımızdan kendimizce bile koparılarak, yol üstünde bırakılıp (terk edilip) gidilemeyecektir."
Sayfa 32 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
Reklam
"Bireyin, insansal cevherinin özüne layık insan işlevlerini yerine getirmesi; fiziksel, moral ve entellektüel yeteneklerinin (melekelerinin) gelişmesi ile olanak içine girebilir... Bundan, bireysel hak ve özgürlükler dizisi doğar. Fiziksel-moral ve entellektüel yeteneklerin gelişmesi, bu bireysel kişiliğe bağlı 'hak ve özgürlüklerin'; gene bireyin toplum içindeki "durumları"na bağlı-ki bu durumlar, gene aynı kişiliğin toplum içindeki yerini, yerlerini deyimler-hak ve özgürlüklerin (bu kez bunlara sosyal, ve ekonomik hak ve özgürlükler denir) var olmasını gerektirir."
Sayfa 1 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
"Bir başka deyimle: Doğada birey vardır. Onun istenç (irade) ile niteli bir varlık olması, onu 'kişi' kılar 'hukuk alanı'nda... Ve bu 'kişilik ekseni' üzerinde de, onun 'bireysel kişilik hakları' denen bir bileşim meydana gelir. Bireysel kişilik hakkı bileşiminin ilk gereği de, bireyin 'beden bütünlüğü' içinde bulunmasıdır. O da, bireyin, 'yaşam hakkı' denen kutsal ayrıcalığını (imtiyazını) suyun üstüne çıkarır; ileri bir yere koyar."
Sayfa 7 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
İnsan, yaşatılacak ise, Devlet, onu, tinin (ruhun), ve usun özgürlüğü içinde yaşatmalıdır. Ruhun ve usun özgürlüğü, başkalarınınkinden ayırtlı (farklı) inanç ve düşünlerimizin bir tehdide uğramamasıdır.
Sayfa 100Kitabı okudu
Yaşam hakkı, kutsaldı. Doğanın varlığı bile, insansal varlığın yaşamı ile anlamlaşıyordu. İnsan söz konusu olunca, daha doğrusu insan var olunca onun yaşamı her şeyin önüne geçiyordu :ÖNCE YAŞAM VARDI.
Reklam
"Pek kısa olarak yinelersek: 'insan' kavramı, hukukça bir terim olarak deyimlenmek gerekince, kişi sözcüğüne varırız. Kişi, kişilik, doğanın 'istenç' ile niteli (vasıflı) tek birimidir. Bu istençtir ki bireyi, hak sahipliğine, borç taşıyıcılığına, getirir; daha doğrusu yükseltir. Bireyin hak sahipliği durumunu, hukuk alanında yansıtır isek, şunu diyebiliriz: Hukuk karşısında insan, birey; kendi kişiliğine bağlı bir somut temel hakkın sahibidir; bu somut temel hak da, 'Bireysel Kişilik Hakkı'dır."
Sayfa 6 - Ankara: S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No. 449/İnsan Hakları Merkezi Yayınları No. 1), 1980.Kitabı okudu
Yaşam, rastlantıya, keyfe, tiranların keyfine, yöneticilerin değerlendirmesine hatta yasalarla sınırlamalara bağlı kalınırsa, toplum, anlamını yitirir.
Devletin Hukuk Devleti olması demek, egemen erkin, (siyasal erkin) uyguladığı siyasal gücün (iktidarın), haşin, yaban bir güç olmamasını sağlamak üzere, Hukuk ile bağlanması demektir; onun eylemlerinden doğan sonuçların, doğacak olan sonuçların, daha önceden çizilmiş bir geçerlilik (muteberiyet) kuralları demetine uygun olarak belirmesi demektir.
Sayfa 132Kitabı okudu
ulus özgürleşmiş ise (bağımsızlaşmış ise), onun bireyleri ve grupları da özgürdürler; yönetim âdilleşmiş ise, bireylerin ve grupların da özdeksel ve moral doyumları gerçekleşmiş demektir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Devlet, kökeninde ve resmi olmayan kimi hükümetsel yan güçlerindeki bir devinimleşme ile, bireysel kişilik haklarını, ilk ve en etkin yolda tehdit eden bir varlık olmuştur. Bireysel kişilik hakkı demek olan yaşamın kendisini, öldürmek sureti ile; yaşamın sağlık içinde sürmesini işkence-sakat bırakma-angarya yükleme sureti ile, en çok tehdit eder olmuştur. Bundan ötürü, bireysel kişilik haklarının başında gelen beden dokunulmazlığını, bütün resmî ve resmilik dışı güçleri ile en geniş ölçüde tehdit eden bu devlete karşı korumak zoru ortaya çıkmıştır.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.