Bahriye Üçok

Atatürk'ün Izinde Bir Arpa Boyu yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
113 Kişi
443
Okunma
115
Beğeni
10,4bin
Görüntülenme

Bahriye Üçok Sözleri ve Alıntıları

Bahriye Üçok sözleri ve alıntılarını, kitap alıntılarını, en etkileyici cümleleri ve paragrafları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kureyşli Araplar'ın kutsal tanıdığı ve taptığı putların sayısı ise üçyüz altmışı bulmakta idi
Her Arap, kendi kabilesinin üstünlüğünü fırsat düştükçe, muvaffak olabileceği nisbette müdafaayı adeta bir vazife bilir ve hürriyetine olduğu kadar, asaletine de düşkünlük gösterirdi.
Reklam
Araplarda asıl birlik din yolu ile değil, kan yolu ile kurulmuştu.
Sayfa 25 - Cem Yayınevi
meğer biz hep Atatürk'ün izindeymişiz!!
Doğu İslam Toplumu'nu nakilcilikten akılcılığa yöneltmiş olan ve böylece bu topluma çağ değiştirme yolunda ilk adımları attıran Atatürk'ün ölümünden sonra hep izinde olduğumuz söylendi, durdu. Ancak, önce O unutturulmaya çalışıldı: Pullardan, paralardan resimleri kaldırıldı, sonra da devrimlerinden, özellikle devrimlerinin temeli olan laiklikten küçük ama küçümsenmeyecek ödünler verildi; O'nun izindeydik. Çok partili siyasal yaşama geçişimizin ardından ilk çıkan kanun, O'nun, ibadetin kutsal dilde yapılması olan Türkçe ezan yerine yeniden Arapça ezanı getiren kanun oldu. Ama iktidara sorarsanız Atatürk'ün izinde idi. Çok geçmeden gene Atatürk'ün izinde ola ola O'nun kendinin bulup yakıştırdığı "Genel Kurmay Başkanı" bir günde "Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi" oluverdi. Ardından zamanın Başbakanı halka mal olmamış devrimler ayrımını yapıverdi, Atatürk'ün izinden ayrılmayarak...
Sayfa 9 - Cem YayıneviKitabı okudu
Sultan Raziyye
Onun yüzünü görmediğim halde, göz bebeği gibi, ona gözümün içinde yer verdim.
Sayfa 75 - Bilge Kültür Sanat
VI. ve VII. Yüzyıllarda artık kudretin asıl sahibi ve tanrıların üstünde sayılan bir Allah'ın mevcudiyetine inanıldığı kitabelerden ve şiirlerden anlaşılmaktadır. Zira bu devirde yemin edilirken putlar üzerine değil, Allah adına yemin edilmeye başlanmıştır. Her kabilenin mensupları kendi tanrılarından bahsederken, onun doğrudan doğruya adını söylemez "Rabbi" veya "Rabbenâ" (=efendim veya efendimiz) diye onu anardı . Bazan "İlahi" de denirdi. Mesela Sakifler'de el- Lat, Rabb'in müennesi idi. Her kabile "Allah" diyor, fakat kendi tanrısını kastediyordu. Ancak böylece konuşma dilinde tam hâkimiyet elde eden "Allah" kelimesi, her tarafta bir olan, her kabilenin sayılan genel bir Tanrı fikrine geçişi temin etmiş oldu ve genelliği, bakımından diğer tanrılardan ayrılıp onların üstüne yükseldi.
Sayfa 10 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
563 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.