‘hayat çok zor olabilir’ dedim…’evet ama insan hiç gerçek üzüntü yaşamamışsa, hayatın içinde bulunduğu yerin kıymetini bilmeden, gerçek mutluluğun ne olduğunu anlamadan yaşlanır.’…
mutfak iki bağımsız hikayeden oluşuyor, bu iki hikayenin tek bir ortak noktası ise insanın duyguları ile başa çıkmasındaki zorlukları, farklı insanlar, farklı hayatlar üzerinden oldukça hayata yakın bir şekilde işliyor olması.
hemen hemen hepimizin kaybettiği anıları, duyguları ve sevdikleri var; bunlar karşısında zorlandığımız, çabaladığımız ve ayakta durmaya çalıştığımız tüm o günleri mutfak kitabını okurken daha olgunlaşmış bir biçimde anlamak kolay, daha içten. çünkü aynı yollardan aynı hislerle geçtik. tüm bu satırlar oldukça tanıdık.
kitapta kendi düşüncelerimle, kendi hislerimle karşılaştığım cümleler beni sımsıcak yaptı. sanki o satırlar zihnimden çıkmış da çok uzun zamandır orada onları okumamı bekliyormuş gibi. ama bazı satırlar ise oldukça düşük, oldukça yabancı ve basitti. tüm bu satırları aynı yazarın yazmış olduğuna hayret ettim, derin anlamlar barındıran bu iki hikayeyi çeviri ise biraz basitleştirmiş gibi, yine de içtenliği bir köşede duruyor.
mutfak, benim de yuva dediğim bir yer.
#kitapyorumu #okudumbitti #kitapönerisi