"Ben bilimin muhteşem bir güzellik olduğunu düşünenlerdenim. Bir bilimci laboratuvarındayken yalnızca bir teknisyen değildir, aynı zamanda onu bir peri masalı gibi etkileyen doğal fenomenlerin önünde duran bir çocuktur."
Annesinin ölümünden hemen sonra Manya kendini kitapların arasında kaybetmiş gibiydi. Her seferinde saatlerce, bazen de günlerce sürüyordu bu.Pek az konuşuyordu. Başaçıkabilmesinin tek yolu, dünyayı dışarıda bırakıp bir konuya saplantıyla odaklanmak, böylece keder duygusunu bastırmaktı.
gelecekte marie curie'nin polonyum keşfi zamanla kaybolacak, radyumsa onun "muazzam başarısı" haline gelecekti. ama aslında en büyük başarısı, element keşfetmek için radyo aktivitelerini ölçerek yepyeni bir yöntem kullanmasıydı.
curie'lerin bilimde engelsiz bir yaşam düşü en sonunda gerçekleşecek gibi görünüyordu... ancak ünlerine karşın çalışmanın getirdiği mutluluk azalmıştı.