Hayatını zehir eden biriyim ben kardeşim, ama bazıları sadece zehir yapmasını bilir. Çölde yalnız başına dolaşan birinin elinde zehir varsa bunu içer kardeşim. Ölecektir, fakat susuzluğunu dindirerek.
Bunlar evlerinde ateş yakabilen insanlardır. Yaktıkları ateşle övünürler çoğu zaman, ama farkedemezler bile samanlığın içinde yaşadıklarını. Her gün yeni bir kaygıyla uyanırlar yataklarından. Huzurludurlar çoğu zaman, fakat huzurun böyle olduğunu sanırlar.
Her yeni doğuş arzu edebilmektir ölümü; her ölüm yepyeni doğuşları... İnsan nasıl ölümle yaşadığını bilirse, daha iyi bir hayat için yaşarken ölebilmeyi de öğrenmelidir. Ölümün mezar taşını o doğmadan işlemiştir mezarcılar. İşte bunun için değerini bilmeseydim ölümün nasıl katlanırdım yaşamaya.