Barış Özener

İnsan Çeşitliliği author
Author
9.4/10
9 People
43
Reads
1
Likes
2,031
Views

Barış Özener Quotes

You can find Barış Özener quotes, Barış Özener book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Koşmak için tasarlanmış insan bedeni
Bedenlerimiz adeta uzun mesafeler yürümek ve koşmak için tasarlanmış gibidir. Hatta Bramble ve Lieberman’a göre tam tersine, uzun mesafeleri koşmak bizi tasarlamıştır. (…) Homo erectus, kendinden önce yaşamış atalarına göre yaklaşık %10-20 oranında daha uzun bacaklara sahiptir. Uzun bacaklar her adımda daha uzun mesafe kat etmemizi sağlamakla kalmaz, yürürken ve koşarken daha az kalori harcamamızı da sağlar. (…) Uzamış aşil tendonu ve kütlevi kalça kasları koşma esnasında vücudun ürettiği mekanik enerjinin neredeyse %35'ini depolar ve bacakların bir yay gibi fırlamasını sağlar. Diğer taraftan kısalmış kollar, genişlemiş omuzlar, incelmiş bele eşlik eden daralmış kalça kemiği, koşarken vücuda momentum kazandırır. Koşma esnasında başımızın sağa sola savrulmaması da önemlidir. Uzun mesafeleri koşarak kat eden hayvanlarda (örneğin atlarda) kafanın sabit tutulmasını sağlayan güçlü bir ense bağı vardır (nuchal ligament). Tempolu koşma esnasında görüşün sabitlenmesini sağlayan bu bağ, primat türleri içinde sadece insanda bulunur.
Sayfa 109Kitabı okudu
Yeryüzünde altı tür kuyruksuz büyük maymun yaşamaktadır. Bunlardan beşi tropik ya da yarı tropik iklimlerde yaşamını sürdürmekteyken, içlerinden birisi yeryüzünün neredeyse her bölgesinde yaşayabilme ayrıcalığına sahiptir. Bu türü tahmin edeceğiniz gibi bizi diğer kuyruksuz iri kuzenlerinden ayıran temel anatomik fark, arka ayakları üzerinde dik biçimde yürüyebilme yeteneğine sahip olmasının yanısıra, yaşayan en büyük beyinli hayvan olmasıdır. Yapılan çalışmalar, türümüzün ortalama 6-7 milyon yıl önce kuyruksuz iri kuzenlerinden ayrılarak kendine has farklı bir evrimsel serüvene atıldığını ortaya koymaktadır. İnsan evrimindeki ilk anatomik dönüşüm, kuşkusuz iki ayak üzerinde durmak ve yürümektir. İnsanı insan yapan ikinci kilit uyarlanma, son 2.5 milyon yıl boyunca kademeli olarak beynin büyüklüğünün artmasıdır. Charles Darwin, 1871’de elinde hiçbir fosil kanıt olmamasına rağmen, türümüzün insansı maymunlardan türediğini ve kendine has iki ayaklı dik yürüme biçiminin bu süreçte ortaya çıktığını belirtmiştir. Beynin büyümesi ve ellerin serbest kalması yaklaşık 2 milyon yıl önce doğadaki cisimleri alet olarak kullanmak üzere yeni bir adaptif dönüşümün önünü açmıştır. Bu türün bireyleri çakıl taşlarını birbirine sürterek keskin ve sivri uçlu taş aletler yapmış, vahşi etçiler tarafından öldürülen hayvanların leşlerini parçalara ayırmış, lezzetli ve besleyici yağı ve iliği çıkartmak için kullanmıştır. İlk insan olarak anılmayı hak eden bu türe Homo Habilis diyoruz.
Reklam
Diğer primatlardan farklı olarak insanların neden postu yoktur?
Eğer bir özellik hayatta kalmak ve üremek açısından daha fazla avantaj sağlıyorsa, bu özelliğin daha etkin hale gelmesine engel olan, daha önce kazanılmış bazı adaptif yetenekler feda edilebilir. Bu kurala evrimsel takas ilkesi (trade-off) diyoruz. Basitçe açıklamak gerekirse; kalın bir post iyi bir şeydir, ancak sıcakta soğumamıza yarayan çok sayıda ter bezine sahip olmak çok daha iyi bir şeydir. Yaklaşık 1 milyon yıl önce ateşi, gecelerimizi aydınlatmak ve ısıtmak için kullanmaya başladığımız düşünüldüğünde, kalın postumuzdan bu kadar kolay vazgeçmemiz şaşırtıcı olmasa gerek.
Sayfa 107Kitabı okudu
Doğuştan ebeveynlerimize benzememizin bir rastlantı olmadığı tarih öncesi dönemlerden beri bilinir. Mö5. Yüzyılda Pisagor, vücudun çeşitli bölgelerinden süzülerek gelen zerrelerin erkeğin cinsel organında birikerek tohumu oluşturduğunu ve çiftleşme sırasında bu tohumun kadının eşey organlarına aktarıldığını söylemişti. Bu tohum sonunda sertleşip, rahimde olgunlaşarak embrio oluşturacaktı. Bebeğin annesine benzemesinin nedeni ise embriyonun anne tarafından taşıması ve ve kanıyla beslenmesinden ibaretti.
Örneğin, kızamık ve verem sığırların yanında yatan, etini ve sütünü tüketen ilk tarım ve hayvancılara bulaşmış ve bir süre sonra evrimleşerek ona özgü bir hastalık olagelmiştir. Benzer biçimde grip, domuz ve ördeklerden, sıtma ise kuşlardan bize bulaşmıştır.
Günümüzde yeryüzünde sadece tek bir insan türü yaşasa da, 2 milyon yıl önce 5 ya da 6 kadar insan türünün Doğu Afrika da aynı coğrafyada yaşadığı bilinmektedir. Bu türlerden sadece birinin günümüz insanının atası olduğu düşünülmektedir.
Reklam
59 öğeden 71 ile 59 arasındakiler gösteriliyor.