Barış Pirhasan, 18 Nisan 1951 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Merih Baykal Pirhasan ve Vedat Türkali'nin oğludur. Deniz Türkali adında ablası vardır.
Ablası Yönetmen Atıf Yılmaz'ın eşi idi. Barış Pirhasan, Ankara Fen Lisesi'ni bitirdi.
İki yıl Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim gördü. Daha sonra tıp öğrenimini yarıda bıraktı ve İstanbul’a gitti. İstanbul'da BoğaziçÜniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü okuyarak mezun oldu. Yurtdışında sinema ve televizyon yönetmenliği üzerine eğitim yaptı.
1973 yılında İlk şiiri yeni dergi’de yayımlandı. Daha sonra Militrinin yazı kadrosu içinde yer aldı. 1978’de yayına başlayan "Devrimci Savaşımda Sanat Emeği" dergisinin yazı kurulu üyesi oldu. 1983 yılında çekilen “Badi” adlı sinema filminin bilim kurgu türünde senaryosunu yazarak sinema hayatına başladı. Daha sonra 1985 ve 1990 yılları arasında, Atıf Yılmaz'ın yönettiği Adı Vasfiye, Aaahh Belinda, Değirmen, Asiye Nasıl Kurtulur, Kadının Adı Yok ve Bekle Dedim Gölgeye adlı filmlerin de senaryolarını yazdı.
Barış Pirhasan’ın "Hoşça Kal" adlı şiiri Kazım Koyuncu tarafından bestelenmiştir.
Barış Pirhasan, Hale Soygazi ile uzun süreli bir ilişki yaşamıştır. Barış Pirhasan'ın başka evliliğinden olan kızı, Emine Pirhasan, Londra’da konserler veren iyi bir pop şarkıcısı, oğlu Yusuf Pirhasan gene Londra’da belge filmleri çeken usta bir sinemacıdır.
Hiç kimseyi tanımıyorum bu sokakta
Takmışlar o güzel maskelerini
Herkes ruhunu simgeleyen maskeyi takmış
Bilmeden herkesin içyüzü yürüyor kaldırımlarda
yaşayamadığım bir şeysin sen,
elinden tutup sokağa çıkamadığım
kış günü bir avuç kar süremediğim yüzüne
yaşayamadığım bir şeysin sen,
kokular dağıtıp kendine yeni adlar yakıştıran..
boynu kırılıp ölmüş güvercin, dokunamadığım şeylersin sen,
bitiremediğim…
Şiirlerimizi sevmezdik birbirimizin
Bence onunkiler takır tukur, onca benimkiler sulu sepken
Sonra günlerden bir gün bir şiirini okurken
Dank etti kafama: Babam değil ki bunu yazan, gencecik bir komünist
İmrendiğim deli fişek militanlardan biri
O zaman bir muhabbet kapladı içimi
Öyle kurtuldum oğul olmaktan
Ama sabırla bekledim ölmesini.
Güle güle git genç adam, her canlı gibi, balık, kirpi, kaplan, yaban kazı gibi git
Özlediğin kanatlar, yüzgeçler, hepsi senin şimdi
Ohhh diye esiyor rüzgarın git buralardan, görev tamam
Şimdi bilmenin vakti bilmediklerimizi
Nehirler, bulutlar, trenler, gemiler gibi git dünyayı dolaş
Müjdeler olsun, insan olma faslı bitti
Artık gönlümce, korkmadan, kırılmadan, utanmadan sevebilirim seni…
Uzun süredir (birkaç ay) şiir kitabı okumadığım için görünce dayanamadım, isimde yabancı gelmediği için aldım. İsmi duyunca arkadaşım "sinemadan tanıyorsundur" dedi. Sonra Baris Pirhasan'ın biyografisine bakınca kendimden utandım; ben bunu nasıl atlamış ya da unutmuştum. Sinemadaki eserleri kadar ailesinden de tanımam, hatırlamam