2003 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 2003 yılından 2018 yılına kadar Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak İstanbul’da görev yaptı. Farklı yayınevlerinde redaktör ve editör olarak çalıştı. Eylül 2018’de mesleğine bir süreliğine ara vererek Londra’ya gitti. Temmuz 2019’da İstanbul’a döndü. Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışmaya devam ediyor.
Yazar ve metin odaklı inceleme/eleştiri/tanıtım türündeki yazıları çeşitli gazetelerin kitap ekleri ve edebiyat dergilerinde yayımlandı. Öyküleri Öykü Gazetesi ve Öykülem gibi dergilerde, öykü seçkilerinde yer aldı. “Ölü Kırlangıç” isimli öyküsü Sarıyer Belediyesi tarafından düzenlenen "2018 Fakir Baykurt Öykü Yarışması"nda ikincilik ödülünü kazandı. “Ağıt” isimli öyküsü ise "2018 Yılın Yazarı Sevgi Soysal" adına Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen öykü yarışmasında büyük ödülün sahibi oldu. Ayrıca çocuk öykülerinden oluşan dosyası, Bilgi Yayınevi tarafından düzenlenen "2019 Muzaffer İzgü Çocuk Öyküleri Yarışması"nda birincilik ödülüne layık görüldü.
Kuzguncuk, İstanbul'da Boğaz'ın Anadolu yakasında, şirin ve renkli sokakları, asırlık çınar ağaçları ile hem İstanbul'luların hem de şehri ziyarete gelenlerin uğrak yeri olan huzur dolu bir boğaz semtidir. Semtin en belirgin özelliği farklı dinlere inanan insanların uzun yıllar bu şirin semtte iyi komşuluk ilişkileri içinde yaşamış olmalarıdır.
"Kimin aklına gelirdi ki, adına İstanbul dedikleri kadim şehirde bir sonbahar vakti bombalar patlayacak art arda, görmüş geçirmiş Boğaz bile şaşacak buna, alev alev olacak dört bir yan, Kara kara dumanlar yükselecek göğe, mavi siyaha kesecek. Kim inanırdı ki, o kara günden iki gün sonra 17 Kasım 2003'te; açılacak kapılar, her şey
Okurken ne kadar naif bir anlatımla yazılmış hikayeler diye düşündüm. Bazıları anlatımda yarım kalmış. Ana hikayenin önünde diz çökecekleri zamanı bekliyorlar, hepsi yan karakterler…
Bu kitap aslında Matildanın hikayesi; Kirkor’un bile değil bence. Çünkü o da aynı naiflikle yazılmış. Ama ne zamanki Matildanın hikayesini dolaylı yoldan öğrendim, o zaman bu kitap bana yumruk attı. Fresko apartmanına gidip, karanfilli helva yer miyiz? diye düşünürken, Kirkorun çiçeklerinden bir demet sunmak istedim Matildanın kırılmış parçalanmış ruhuna.