Bekir Ali Bilgiç Sözleri ve Alıntıları
Bekir Ali Bilgiç sözleri ve alıntılarını, Bekir Ali Bilgiç kitap alıntılarını, Bekir Ali Bilgiç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yüce Allah'ın yardımı, kullarının iman ölçülerine göredir. Eğer iman kuvvetli olursa, yardım da fazla olur. Bu nedenle kim hayra ulaşır, başarı kazanırsa Allah'a hamdetmelidir. Kim de zillete uğrar perişan olursa, kendini suçlamalıdır.
Modern kadın, dikkatleri üzerinde toplamalı, boy göstermeli, erkeklerin önünde süzülerek yürümeli, onları peşinden koşturmalıdır. Utanmak mı, neden utanacak mış? Kadın hakları var, hürriyet var, eşitlik var!
Unutturuldu!..
Birçokları cihad yapmaya niyet bile etmemektedir. Halbuki güç ve kuvvet yerden mi kaynayacak veya semadan mı inecek ki biz onu bekleyip duralım? Bu hususta samimi iman sahibi olmak en büyük güç ve kuvvettir.
1000kitaptaki tipler
Müslümanları sürekli töhmet altında tutarlar, iyi, haklı ve doğru görüşlerinin bulunmadığını ileri sürerler. Akılsız olarak tanıtırlar. Müslümanlarla birlikte olmaktan utanç duyarlar.
Ahirete göçüp de Allah'ın nimetlerine kavuşan hiç kimse, şehitler gibi dünyaya dönüp de tekrar ölmeyi arzu etmemektedir. Bunu isteyen sadece şehitlerdir.
Ashabı Kehf misali gözlerimizi açıp bir de bakmışız ki asırlarca geride kalmışız.
Biz nasıl gaflete dalmışız, bütün gücümüzü zevk ve rahatımıza vermiş, ondan sonra da her şeyimizi düşmandan satın almak zorunda kalmışız. Ne kadar acı, ağlamamız gerekmez mi? "Bana silah ver, sana karşı kullanacağım" demek durumuna düşmüşüz. Kullana bilirmiyiz?
Cemiyette nemelazım zihniyetinin yayılması veba salgınından beterdir. Zira hastalıklar muayyen bir kavmin, muayyen bir miktarını öldürür. Halbuki kötü tohum atan fikirlerin filizlerini gelecek nesiller toplar.
Cihadın semeresi kendine aittir. Allah'ın buna ihtiyacı yoktur. Cihadın faydası, yine bize dönmektedir.
Cok büyük bir müjde
Sizin içinizde iki sarhoşluk meydana çıkmadıkça gerçekten siz Allah'tan bir belge üzerindesiniz. Bu iki sarhoşluktan biri cehalet, diğeri de yaşama sevgisidir. Halbuki sizler iyiliği emreden, kötülüğü yasaklayan ve Allah yolunda cihad yapan toplumlarsınız. Ne zaman ki, aranızda dünya sevgisi ortaya çıkar, işte o zaman iyiliği emrederek kötülüğü yasaklamaz olursunuz. Cihadı da terkedersiniz. O gün kitab ve sünnete dayanarak konuşanlar varsa, işte onlar, tıpkı kendilerine ilk öncelik verilen Muhacir ve Ensar gibidirler.
Paraya esir olup rahatına düşkün olanlar, cihada tahammül edemezler. Bu insanlar, ne paralarını ne de rahatlarını terk edebilirler.
Düşmanla cihad yapmak imanı gerektirir. Kişinin dindar olması şarttır. Dindarlık ise, nefs mücahadesi yaparak sağlanabilir. Ancak o zaman muharebenin sevabını, muharebeden kaçmanın günahını anlar ve düşmana karşı koyar, şehit olmaktan kaçınmaz.
Zalimleri desteklemek ve onlarla beraber olmak, yetkiyi onlara vermektir. Müminlerin, ancak kendilerinden olanları yetkili kılmaları emredilmiş, kafirlere, münafıklara ve zalimlere yetki vermeleri ise yasaklanmıştır.
Fasık ve zalimlerin toplantılarında, konuşmalarında bulunmak, onların konuşmalarını dinlemek, İslam'a ters düşen görüşlerine ses çıkarmamak onlara dahil olduğunun işaretidir.
Neslimizi mürtedleştirmeye, kendilerine çevirmeye gayret sarf ediyorlar. Bir kimsenin dinden çıkması için ne gerekiyorsa onu yaptırmak için mücadele veriyorlar.
İsa (A.S) şöyle demiştir: "Dünyanın peşinden koşan kişi, durmadan deniz suyu içen kimse gibidir. İçtikçe harareti artar ve nihayet helak olur. "