Bekir Kuzudişli

Eğitim ve Öğretime Dair Kırk Hadis author
Author
Editor
8.8/10
20 People
219
Reads
12
Likes
1,954
Views

Most Liked Bekir Kuzudişli Quotes

You can find Most Liked Bekir Kuzudişli quotes, most liked Bekir Kuzudişli book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Sahabenin hadis rivayetindeki hassasiyeti...
Bir gün İbni Mesud :" Allah Rasulü buyurdu ki" dedi, sonrasında başını eğdi. Ona baktım, ayaktaydı gömleğinin bağları çözülmüş, boyun damarları şişmiş, gözlerinden yaşlar akıyordu. Sonra şöyle dedi: "Bundan az veya çok, buna yakın veya buna benzer bir şekilde rivayet etti."dedi.
Ölümden sonra devam edecek ikinci husus, faydalı ilim miras bırakmaktır. Gerek Kur'ân-ı Kerîm gerekse hadisler Müslümanların faydalı ilimler öğrenmesini istemiş ve onları gizlememesi gerektiğini vurgulu bir şekilde hatırlatarak sonraki nesillere aktarılmasını istemiştir. Bu yüzden İslâm'da ilme ve âlimlere büyük önem verilmekte, gerçek âlimlerin yokluğu sapma ve saptırmayla eş anlamlı sayılmaktadır. Kitap okuma, yazma, öğrenci yetiştirme veya onların yetişmesine maddi veya mânevî olarak yardımda bulunma dinimizde sevap sayılan işler arasındadır. Bu ameller, insanlar onlardan faydalanıp durdukça, yapanın amel defterini kapatmayacak işlerdir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Zira ibadetler imanın dışa vurumu gibidir. İbadetlerde gevşek davranan şahısların imanlarının sağlamlığını tekrar gözden geçirmeleri gerekir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Aile İsnadları
İlk asırda isnadların oluşumu ile Hz. Peygamber döneminde yaşanan olaylar arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Bu dönemde hadisler genelde sistemli olarak nakledilmediği için, ilgili sahâbî ile aynı ortamı daha çok paylaşabilen kimselerin, onun ilminden daha fazla istifade ettikleri söylenebilir. Dolayısıyla bir sahabî ile sürekli bir arada bulunma imkânına sahip olan aile fertleri, ailenin ilmini bir sonraki nesle aktarmada diğer ravilerden daha şanslıdırlar. Bu bağlamda Hz. Peygamber'in verdiği fikhi ve siyasi vesikalar ya da sahâbîlerin yazdığı hadisler, bir ailenin tabii müktesebatı da sayılacağından ilgili sahabînin vefatından sonra, genelde aile fertleri tarafından sonraki nesillere ulaştırılmış ve aile isnâdlarının olu- şumuna zemin hazırlamıştır. Ancak isnâdlarında adı geçen aile fertleri tarafından okunarak nakledilmediği gerekçesiyle muhaddisler bu vesikalara genelde ihtiyatla yaklaşmışlardır. Öte yandan Medine dışından gelerek Allah Resûlü'nden siyasi içerikli bir belge alan veya Hz. Peygamber'in kendilerine bir vesika verdiğini iddia eden şahısların da şartların uygun olması durumunda aile isnâdları oluşmuş, fakat genelde bu isnâdlar hadis tekniği açısından zayıf sayılmıştır.
Sayfa 309Kitabı okudu
Türkiye'de Şianın hadis anlayışına dair ilk çalışma Cemal Sofuoğlu'na aittir. 1977 yılında doktora tezi olarak hazırlanan bu çalışma, dönemin şartlarına göre yeterli görülebilirse de çeşitli eksiklikleri bünyesinde barındırmaktadır. Sofuoğlu'nun bu çalışmalarından sonra Türkiye de yaklaşık otuz yıl boyunca. Şianın hadis anlayışı ya da Şii hadis tarihi ve usulü konularında akademik bir çalışma yapılmadığı gibi herhangi bir kitap yayını da söz konusu olmamıştır
Hz. Ömer Ailesi ‘Aile İsnâdları’
Hz. Ömer ailesi, ilk iki asırda ilimle öne çıkmıştır. Sahâbe döneminde Hz. Peygamber'in oldukça yakınında bulunan Hz. Ömer, Allah Resûlü'nün eşi olan Hafsa bint Ömer ve gerek Allah'ın elçisinden gerekse babası ve ablasından ilim elde eden Abdullah b. Ömer, Ömer ailesinin temel taşlarını oluşturmaktadır. Genç yaşlarında, babası ve ablasının konumu nedeniyle sürekli Hz. Peygamber'le birlikte olma imkânına erişen Abdullah b. Ömer, ayrıca dört halife devrinin uygulama- larına da şahit olmuş ve bu birikimini sonraki nesillere ulaştıracak kadar uzun yaşamıştır. Diğer taraftan onun iç karışıklıklardaki tarafsız tutumu da Ömer ailesinin ilminin, aile isnâdlarıyla devam etmesinde etkili olmuştur.
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
Hz.Peygamber (s.a.v.) çeşitli vesilelerle sahabilerin sözlerinin orada bulunmayanlara aktarılmasını öğütlemişti. Zeyd b. Sabit (v.45/665) ve diğer bazı sahabilerden nakledildiğine göre Allah Resülü, "Hadislerimi işitip duyduğu gibi aktaran şahısların Allah yüzünü ağartsın" buyurmuştur. Ayrıca o, Veda hutbesinde de sözlerinin diğer insanlara ulaştırılmasını özellikle istemişti." Öte yandan, ilmin gizlenmesini şiddetle kınayan âyet ve hadisler, öğrenilen hadislerin edasını gerekli kılıyordu. Buna karşılık Hz. peygamber (s.a.v.), kendi adına yalan söylenmesini şiddetli ifadelerle yasaklayarak, Müslümanları bu konuda uyarmıştı. Resûl-i Ekrem'in (s.a.v.) bu uyarısı, hadis nakleden sahabilerin ne kadar ağır bir sorumluluk altında olduklarını net bir şekilde ortaya koyuyordu.
Hz. Âişe, diğer sahâbîlerin eksik veya yanlış anlamalarını düzeltmekle de meşhurdur. Örneğin Ebû Hüreyre tarafından rivayet edilen “Uğursuzluk evde, kadında ve attadır.” hadisini Hz. Âişe duyunca şöyle tepki vermiştir: Ebû Hüreyre tam olarak ezberleyemedi, Allah Resûlü yahûdilerden bahsederken şöyle demişti: “Allah Yahûdîleri helak etsin. Çünkü onlar ‘şüphesiz uğursuzluk evde, kadında ve attadır.’ diyorlardı.”
Sayfa 63 - Tayâlisi, Müsned
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.