Dünyamız ne kadar dijitalleşirse dijitalleşsin bu değişim öncelikle insana odaklanıyor, bu biziz- on/off düğmesi olmayan karbon tabanlı yaşam formları.
Kısaca, şu anda Üçüncü Endüstriyel Devrim'in yakıtı kelimenin tam anlamıyla tükenmişken ve yeni makinelerimiz üzerine yükselen Dördüncü Endüstriyel Devrim'in henüz büyük çapta tutunamadığı, ekonomik bir "duraklama dönemi"ndeyiz.
Merhaba, bugün çok ilginç bir kitap hakkında inceleme yazacağım. Kitabı birkaç gün içinde okudum ve hiç sıkılmadım. Yazarların çok fazla araştırma yaptığını, pek çok pencereden olaya yaklaştığını rahatlıkla söyleyebilirim. Kaynakça için tekrar baktığımda 16 sayfayı bunlara ayırdığını gördüm. Gerçekten muazzam.
Kitabımızın ismi “Makineler her
Kitap kapaktaki soruyu yanıtlamaktan daha çok, küçük bir azınlığı ikna etmeye çalışıyormuş gibi geldi. Kitaba devam edeceğim ama bu kısımlar beni gerçekten yordu artık. Öncelikle kim dijitalleşmek istemiyor? Dijitalleşmeye şu an dünyada kaç şirket olumsuz bakıyor? Türkiye ve doğu kesim dahil olmak üzere tüm ülkelerin şirketleri “dijitalleşme” diye bağırıyor. Çünkü şirketler zaten bunun meyvesini tattılar. Getirilerini biliyorlar. Kitap sürekli “Ya birileri dijitalleşmek istemiyor, o birileri var ya birileri! Göstereceğim o birilerine!” kafasında ilerliyor.
Bunu geçersek, kitap bana “Yapay zekanın gelişiyle kaybedilecek meslekler” konusunda aşırı iyimser geldi. Evet yapay zeka yeni meslekler oluşturacak ama kaybettirdiği meslekler yanında oluşturacağı alanlar kum tanesi kalıyor. Bunu direkt okuyucunun yüzüne çarpsa çok daha iyi olurdu. Beyaz yakanın içini ferahlatma seansı olmuş biraz.
Makineler her şeyi yaptığında biz ne yapacağız? Kitap tüm önemli soruları soruyor. Bir kitaptan ziyade, teknolojideki son gelişmeleri, gelecekte ne olacağını ve işletmelerin ne yapması gerektiğini iyi yazılmış bir makale olarak adlandırırım.
Yazarlar, zaman alan başka bir ekonomik patlamanın ortasında olduğumuzu söyleyerek işe başlıyorlar. Önceki