Bazen gitmeler iyidir. O zaman anlamıyorsun tabii. Zamana bırak diyenler oluyor, sen ne anlarsın diye saydırma hissine kapılıyorsun ama sonrasında kendini iyi hissediyorsun."
Adam içinde olanları söyleyememenin verdiği sıkıntı ile perdeyi (film) izlemek yerine kızı seyrediyordu. Dün gece de karanlığın arkasına saklanarak izlemişti.
"Bazen gitmeler iyidir. O zaman anlamıyorsun tabii. Zamana bırak diyenler oluyor, sen ne anlarsın diye saydırma hissine kapılıyorsun ama sonrasında kendini iyi hissediyorsun."
Sanki yağmur çiselemeye başlamıştı. Yağmur zannettikleri, çimleri sulamak için parkta otomatik açılan fıskiyelerdi.
Duru; “Koş koş hemen çıkmamız lazım yoksa sırılsıklam olacağız” diyerek Erdem’i de kolundan çekiştirmeye başladı.
Erdem’in hiç umurunda değildi. İnadına fıskiyelerin arasında durmayı tercih ediyordu.
“Sana diyorum ıslanacaksın.”
Hem evlenince ne olacak ben onu da anlamıyorum!” derken isyanın doruğundaydı genç kız. O kadar hiddetlenmişti ki yanından geçenler dönüp ona bakıyor- du. Annesi bıkkınlıkla; “Sadece senin de hayatında biri olsun istiyorum kızım, bir düzenin olsun, bak ev arkadaşın da evlendi, yalnız yaşıyorsun, evinde bir ses bir nefes olsun istiyorum”