Nesnel gerçekliği, çabucak, sağlıklı kavrama gücümüz olsaydı, ne güzel olurdu. Kimse, kimseyi kandıramazdı. Güzelce yaşar giderdik. Ama nesnel gerçekliği kavrama uzun, acılı, kanlı bir serüven. İşte şu yaşadığımız dünya. Bilirsiniz dünya, hem kendi çevresinde, hem güneşin çevresinde dolanıp durur. Gördünüz mü, kolayca söylüyorum bunu. Ama 17. yüzyılda bunu söyleyenin başına neler geldiğini biliyorsunuz. Bu gerçeğin doğru diye benimsenmesi için ciddi bir mücadele verildi.