Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Beyazizade Ahmed Efendi

Beyazizade Ahmed Efendiİmam-ı Azam Ebu Hanife'nin İtikadi Görüşleri yazarı
Yazar
9.2/10
9 Kişi
43
Okunma
5
Beğeni
953
Görüntülenme

Beyazizade Ahmed Efendi Sözleri ve Alıntıları

Beyazizade Ahmed Efendi sözleri ve alıntılarını, Beyazizade Ahmed Efendi kitap alıntılarını, Beyazizade Ahmed Efendi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ebû Hanîfe el-Fıkhu'l-ekber'de dedi ki: Mi'raç haberi haktır, kim onu reddederse bid'atçı ve sapık olur.
Sayfa 117
Reklam
Allah bizi, insanları mümin olarak isimlendirip, onlardan zahir olana göre muhabbet veya buğz duymakla mükellef tuttu.
Sayfa 122Kitabı okudu
Ebû Hanîfe Kitabu'l-Âlim'de dedi ki: O, Allah'ın yasak ettiği hiçbir şeyi emretmemiş, Allah'ın vaslettiği hiçbir şeyi katetmemiş (devam etmesini dilediği insanlarla münasebeti kesmemiş)tir. O, Allah'ın tavsif ettiği herhangi bir şeyi, aynen nitelendirmiş, bunun hilafına bir tavsifte bulunmamış, bütün işlerde Allah'ın emrine muvafık olmuştur. Yeni bir şey uydurmamış, Allah'ın buyurduğundan başka bir şeyi O'na nispet etmemiş ve güçlük çıkaranlardan olmamıştır. Bunun içindir ki Cenab-ı Hak: "Peygamber'e itaat eden Allah'a itaat etmiş olur." buyurmuştur. Çünkü o, Peygamber'i yarattığı bütün cin ve insanlara* önder, farz ve sünnetleri için emin kılmıştır. Yine bu nedenledir ki Cenab-ı Hak: "Peygamber size ne verirse, onu alınız. Neden de sakındırırsa, ondan uzak durunuz."** buyurmuştur.
Sayfa 118 - *en-Nisa (4), 80. **el-Haşr (59), 7.
Ömrü ancak iyilik artırır, kaderi de ancak dua çevirir. Kul yaptığı günah sebebiyle rızıktan mahrum kılınır..
Ebû Hanîfe(r.a) el-Vasiyye’de dedi ki: Ameller farz, fazilet ve masiyet olmak üzere üç kısımdır. Farz, Yüce Allah’ın emri, dilemesi, sevgisi, rızası, yaratması, takdiri, hükmü, ilmi, muvaf­fak kılması ve levh-i mahfûzda yazması ile sabittir. Fazilet, Allah’ın emri ile değil; dilemesi, sevgisi, rızası, kazası, kaderi, hükmü, ilmi, tevfîki, yaratması ve levh-i mahfuza yazması iledir. Masiyet ise; Allah’ın emri ile değil, meşîeti ile; rızası ile değil, ka­zası ile; muvaffak kılması ile değil, takdiri ile ve bir de hızlanı, ilmi ve levh-i mahfuza yazması iledir. Hülasa hayır ile şerrin hepsinin takdiri Allah’tandır.
Sayfa 97 - İFAV/ Allah'ın fiili sıfatları ve onlarla ilgili konularKitabı okudu
Reklam
"Peygamber’in mucizeleri ve evliyanın kerameti haktır. Fakat haberde geldiği üzere İblis, Firavun, Deccal gibi Allah düşmanlarına ait olup da onlardan şimdiye kadar vukua gelmiş ve gelecek bulunan hallere ne mucize ve ne de keramet deriz, bu, hacet­lerini yerine getirme demek olan istidraçtır. Zira Allah, düş­manların hacetini onları derece derece cezaya çekmek ve nihayet cezaya çarpmak kabilinden yerine getirir. Onlar da buna aldanıp daha azarlar. Bunlar caiz ve mümkündür."
Sayfa 38 - İFAV / El Fıhku'l-EkberKitabı okudu
Ebû Hanîfe(r.a.) el-Vasiyye’de dedi ki: Peygamberimiz’den sonra bu ümmetin en üstünü Ebû Bekr es-Sıddık, sonra Ömer b. el-Hattab el- Fârûk sonra Osman b. Affan Zî’n-nureyn ve sonra da Ali b. Ebû Talib (Allah hepsinden razı olsun)’dir. Nitekim Cenab-ı Hak: “önde olanlar (ecirde de) öndedirler. İşte onlar naim cennetlerinde (Allah’a) en yakın olanlardır.” buyurmuştur.
Sayfa 140 - İFAV / Fazilet sıralaması ve imamet / el-Vâkıa (56).10.Kitabı okudu
Ebû Hanîfe (r.a.), irade sıfa­tından söz ederken "meşîet” ile “rıza” terimlerinin farklı olduğunu, yaratılmış bütün varlıkların Allah’ın meşîeti ile olmasına karşın sadece itaat cinsinden olan işlerin O’nun rızası ile olduğunu söylemektedir. Allah’ın fiillerini “olmak emri” ve “vahiy emri” olmak üzere iki kısma ayırmaktadır. Birinci emrin, emredilen şeyin vukuunun gerektirici olmasına rağmen, ikinci emrin muhatabı zorlayıcı olmadığını, sadece yükümlü kılma şeklinde olduğunu belirtmektedir. Şöyle demektedir: Allah, îblis’i, şarâbı ve domuzu yaratmıştır. Fakat ne İblis’in küfrüne, ne şarabı içmeye, ne de domuz etini yemeye razı değildir. Allah, bazan bir şeyi emrettiği halde onu yaratmayı dilemez bazan da bir şeyi diler fakat onu insanlara emretmez. Nitekim Allah, kâfire İslâm’ı emretmiş fakat onun için dilememiştir, öte yandan küfrü dilemiş fakat emretmemiştir.
Sayfa 52 - İFAV / İrade sıfatının hakikatiKitabı okudu
Reklam
Her kim İslam'da yeni bir şey icat ederse helak olur. Her kim bir bid'at meydana getirirse sapıtır. Kim de sapıtırsa ateştendir.
İlm-i Kelam'ın Lüzumu;
Ebû Hanîfe(r.a.) Kitabu’l-Âlim’de dedi ki: Hz. Peygamber’in (s.a.v) ashabı Kelâm ilmine dalmadılar, çünkü onlar, karşılarında sa­vaşan kimse bulunmayan ve bu sebeple de silah taşıma ihtiyacını hissetmeyen bir kavim gibi idiler. Biz ise, bizi süngülemek isteyen ve kanlarımızı helâl gören bir grupla karşı karşıyayız. Binâenaleyh hangimizin hatalı,
Sayfa 70 - İFAVKitabı okudu
Ebû Hanîfe Nu’man b. Sabit b. Zûtâ et-Teymî el-Kûfî (ö.150/767). Muhakkik ve müçtehid fakih olup ehl-i sünnetin dört fıkıh mezhebinden biri olan Hanefî mezhebinin imamıdır. Ailesinin İran veya Türk asıllı olduğu söylenir. Kûfe’de doğup büyümüştür, ilk gençliğinde bir taraftan ipek ticareti yaparken bir taraftan da ilim tahsili ile uğraşmış ancak daha sonra tedris ve iftâ (fetva verme, problemleri halletme) hizmetlerini daha iyi yürütmek amacıyla ticaretle uğraşmaktan vazgeçmiştir. Abbasî halifelerinden Mansur onu kadı olarak atamak istemiş fakat Ebû Hanîfe takvayı tercih ederek bu görevi kabul etmemiştir. Bunun üzerine halife onu hapse atmış ve ölünceye kadar hapiste kalmıştır. Kendilerinden rivayette bulunduğu hocaları (silsile-i tariki); Hammad b. Ebû Süleyman (ö.737), İbrahim en-Nehâî (ö.713), Alkame b. Kays (ö.682) ve Esved b. Yezîd (ö.694). Bunlar Hz. Ali (ö.660), İbn Mes'ud (ö.651), Ata b. Ebu Rebah (ö.732) ve İbn Abbas (ö.687) şeklindedir.
Sayfa 67 - İFAV / Geniş bilgi için bk. Bağdadî, Tarihu Bağdad, 13/323-423; ibn Kesîr, el-Bidaye ve’n-nihaye, 10/107; Yusuf b. Tagriberdî, en-Nücûrau’z- Zâhire, 2/12; Taşköprizade, Miftahu’s-saâde, 2/63-83; İzmirli, Usûl-i Fıkıh Dersleri, s. 15; Brockelmann C., GAKitabı okudu
Ebû Hanîfe(r.a.)’nin kelâm ilmindeki yeri birçok âlim tarafından kabul edilmiştir. İmam Şafiî (r.a.); insanlar tefsirde Mukatil b. Süleyman’a, şiirde Zübeyr b. Ebû Sülmâ’ya ve kelâmda Ebû Hanîfe’ye muhtaçtırlar, demektedir. Abdülkahir el- Bağdâdî fukahanın ilk mütekellim ve mezhep kurucularının Ebû Hanîfe ve Şafiî olduklarını kaydetmektedir.
Sayfa 35 - İFAVKitabı okudu
İman, dil ile ikrar ve kalb ile tasdikten ibarettir. Tek başına bilgi ve tek başına ikrar iman sayılmaz. Eğer böyle olsaydı, münafıklar ve ehli kitap mümün olurlardı.
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.