Hayatta bazen öyle insanlarla karşılaşırız ki konuştukça sanki bedenize ruh üfler.
Yüzünüze kan gelir, kimyanızda bir değişim olur, içinize huzur dolar.
Çünkü konuşan kişi sizi "anlıyordur". Ve size ihtiyacınız olan ,uzun zamandır duymayı istediğiniz şeyleri dile getiriyordur. İçinizde bir aydınlanma hisseder ve hayatınızda bir takım kararlar alırsınız.
Beyhan Budak bu sağlıklı duyguları okuyucuda yaşatmayı başarabilen çok samimi ve sıcak bir insan. (Doğan Cüceloğlu'ndan sonra böyle bir Psikolog'u tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.)
Kitabı okumaya başlayınca zaten bunu hissediyorsunuz.
Dikte yok, bilgiçlik yok, ezilmişlik yok, kendini pazarlama yok, bencillik yok..
İnceleme için düşündüklerimi, Beyhan kitabın en son sayfasında kendi yazmış, sözü ona bırakıyorum:
"Gerçekte inanmadığım, kendi zihin dünyamda uygulamaya çalışmadığım bir şeyi anlatmadım sana.... Bu yolda bir süreliğine birbirimize eşlik ettik. Ben bu kitabı sadece bir kişiye anlatıyormuşum gibi yazdım. Sadece sen ve ben vardık sen bu kitabı okurken. Umarim ruhunda bir yerlere temas edebilmişimdir.
Kendine iyi davran güzel insan, görüşmek üzere...