Bige Güven Kızılay 1966’da Ankara’da dünyaya gelmiştir. TED Ankara Koleji ve ODTÜ Sosyoloji Bölümünü bitirdikten sonra, tekstil yaşamına devlet memuru olarak Sümerbank’ta çalışarak başlamış, EGS Holding ve Tekstil Yatırım Holding yapısında Pazarlama Müdürü ve İstanbul Bölge Müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur. Güneydoğu Anadolu’da ilk konfeksiyon atölyelerini kuran TYH Tekstil’den Genel Müdür Yardımcılığı görevi sırasında ayrılmıştır. 2003 yılından beri Pesh Collection markası ile, oteller için özel tasarım bornozlar üretmektedir. Facebook’ta “Hayal Ağacım” sayfasında yazılarını okurlarıyla buluşturmaktadır.
"Ah babacığım ,hiç övünürken görmedim ki seni şimdi görsem."
"Övünmek ,zaaf getirir evladım .Gerçekten işini yapan adam övünmeye gerek duymaz. Biri çok övünüyorsa bilin ki bir eksiği ,kusuru var."
İnceleme yazmaktan vazgeçmistim ama eserin okunmasını isterim okuyup belki düşünen olur diye ...
Esere gelince, bir avuç çocukların köyde geçen zamanlarından bahsedilmiş insanıyla samimi içten bir köy hayatı...
Her çocuk gibi bu çocukların da hayalleri var lakin bazen şartlar ,hayatın önümüze koyduğu engeller hayallerimizden vazgeçmemize sebeb olabiliyor .Bazen de engel ta kendimiz olabiliyoruz !
İmkansız değip üzerine toprak atıp yada bir kavanoza koyup kapağını kapatmak gibi...
İşte bu umutsuz çocukların da elinden tutan koca yürekli bir adam çıkıyor onlara kendilerini kesfetmelerini ,hayallerinin üzerine gitmeleri en önemlisi yetenekli oldukları dalı keşfedip onun üzerine yürümelerine yardımcı oluyor
En güzelide bu çocukların birlik olması aralarında kıskançlığın olmaması bibirlerin hayalleri için çaba harcamaları "mutluluklarıyla mutlu olmaları "çok hoşuma gitti
Okuyunca sizde o kavanoza koyduğunuz imkansız dediğiniz hayallerinizi çıkaracaksınız
Ben okurken hep onu düşündüm benim hayalim ne imkansız dediğim üzerine toprak attiğım hayalim "kalemimle yüreklere dokunmak"
Sizi okurken eskilere götürecek bir kitap yorumuyla geldim bugün
1930'lar da görücü usulü ile tanışıp evlenen Münevver Hanım ile İhsan Bey'in aşklarına ortak oluyoruz okuduğumuz satırlarda
Öyle güzel sevgi ve saygıları var ki birbirlerine imrenmemek elde değil hani.
Hele Münevver Hanım tam bir Türk kadını, hastalıkta, sağlıkta eşinin yanında olan hiç yorulmayan bir kadın. Çocuklarının dediği gibi okumamış ama okusaymış nerelere gelirmiş Allah bilir.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında, hukuk fakültesinin ilk mezunlarından İhsan Bey.
Hâkimliği de ve daha sonra yaptığı tüm işleri de layıkıyla yapan bir beyefendi.
O dönemlerde yaşanan bir çok siyasi olaya da kitapta yer verilmiş.
Okuması rahat bir kitaptı. Öyle içten yazmış ki yazarımız ben içinde yaşadım kitabın.
Nasıl başlasam bilemedim... 17. Yaş günümde, o zamanlar gözüm kadar sakındığım biri alıp getirmişti sabahın altı buçuğunda. Kitap çok güzeldi, eskilerin güzelliğinden, örflerimizden, adetlerimizden bahsediyordu. Hatırladığım kadarıyla bunu dar bir bakış açısı değil geniş ve insanı sıkıp boğmayan bir bakış açısı ile bize sunmuştu yazar. Açıp okumaya elim gitmiyor, tutup atmaya anısı izin vermiyor. Moralim bozuldu durduk yere, kitap güzel okumak isterseniz tavsiye ederim. :/