Birant Esinoğlu

Dinlerin Gizemi yazarı
Yazar
7.9/10
11 Kişi
32
Okunma
2
Beğeni
967
Görüntülenme

En Yeni Birant Esinoğlu Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Birant Esinoğlu sözleri ve alıntılarını, en yeni Birant Esinoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
YAMYAMLIK
"Ölüm tanrıçası Kali(Hint tanrısı), kana susamış Aztek tanrılarına çarpıcı bir benzerlik içindedir. Tanrıça, Kali'nin kutsal kitabı Kalika Purana'da insan kanına bulanmış, bir dizi insan kafataslarıyla süslü, bir elinde kafatası öteki elinde bir kılıç tutan bir figür olarak betimlenir. İnsan kurbanlarının nasıl öldürüleceklerine ilişkin ayrıntılı buyruklar yer alır: "Tapınan kişi kurbanı tanrıçanın önüne koyduktan sonra, çiçekler, sandal ağacı macunu ve kabuğu sunarak kurban eylemine özgü mantra’yı sık sık yineleyerek ona tapınmalıdır. Sonra o kuzeye dönüp kurbanı doğuya bakacak biçimde yerleştirerek arkaya bakmalı ve şu mantra'yı yinelemelidir: "Ey adam, benim iyi şansımdan dolayı sen bir kurban olarak ortaya çıktın; bu nedenle seni selamlıyorum. Seni bugün ben kılıçla öldüreceğim ve kurban amacıyla öldürme cinayet değildir." (Yamyamlar ve. M. Harris sf. 173-174)
Güç ve denge sorunsalı
Kurban ederek kıtlığa çözüm bulmak, kurban ederek doğanın tanrısal gazabını, öfkesini dindirmek, aynı zamanda yine aynı sebeple Tanrı-Kralları, tanrı taklitlerini veya sıradan insanları bolca yok etmek yalnızca Amerikan halklarında rastlanan bir şey değildir. Onların bu konuda ki yeteneklerinin çokça bilinmesi zamanımıza yakın oluşlarından ve onlar aşağı barbarlık aşamasını geçememişken eski dünyanın çoktan uygarlık aşamasına varmış olmasındandır.
Reklam
Dramatik şekilde anlatıldığı gibi Aztekler nüfusu azaltmanın yanında protein ihtiyacını insan bedenlerinden karşılamak amacıyla dramatik tanrılar ve dinlerle birlikte vahşi kurban tapınımları yaratmışlardı.
Bakire Kadının Kurban Sahnesi
"Ayrıca özel tanrı ve tanrıçaları temsil etmek üzere bazı genç erkekler ve bakire genç kızlar seçilmişlerdi: Öldürülmelerinden önceki yıl boyunca onlara büyük özen ve sevecenlik içinde davranılırdı. Azteklerin dili olan Nahvatl dilinde 16.yy'da yazılmış bir kitap olan Florentine Codex'in de tanrıça Uixtocivatl'ın rolünü üstlenmiş olan bir kadının ölümüne ilişkin şu açıklama yer alır "Ve onlar ancak tutsakları kılıçtan geçirdikten sonradır ki sıra tanrıça Uixtocivatl'ın (taklitçisi)'ne geldi; o kadın en sonda geldi. Onlar işin sonuna vardılar ve görevi onunla bitirdiler. Ve hu yapılınca onlar onu kurban taşının üzerine bıraktılar. Onu sırtüstü uzattılar. Sonra yakaladılar; kollarını ve bacaklarını çektiler ve gerdiler, beli aşağıda göğsü bir hayli yukarıda tuttular ve başını toprağa doğru gerilmiş duruma getirdiler, ve her iki yanı dikenli, kancalı bir kılıçbalığının preslenmiş kılıç benzeri uzantısını kadının ensesine dayadılar ve Cellat oradaydı; ayakta duruyordu. Birden kadının göğsünü kesip açtı. Ve göğsü kesip açınca kan havaya fışkırdı; kaynar gibi köpürüp akarken kan hayli yükseldi. Bundan sonra o kadının yüreğini (Tanrıya) bir sungu olarak havaya kaldırdı. Ve sonra onu yeşil tas çömlek denilen yeşil çömleğin içine yerleştirdi. Ve bu yapılırken yüksek sesle borular çalındı. Ve bu sona erince onlar Uixtocivatl'ın (benzerini) değerli bir örtü altına konmuş olan cesedini ve yüreğini aşağıya indirdiler. "(A.g.e. sf. 152)
Demek ki bizde en gaddar yamyamların artıkları ya da torunları olabiliriz.
Dengesizliğin boyutları o kadar büyük ve kurbanların sayısı o kadar fazladır ki insanı şaşkınlık içinde bırakabilir; "Direkler birbirlerinden bir varadan (Yaklaşık bir yarda) biraz daha küçük aralıklarla ayrılmışlardı ve her biri tepesinden dibine dek çapraz sırıklarla donatılmıştı ve tapınakların her yanında her bir çapraz sırıkta kazığa çakılmış beş kafatası bulunuyordu: ve yazar ile Gonzaloi De Umbiria adında biri çapraz sırıkları saydık, toplamı direklerdeki her çapraz sırıktaki beş kafatasıyla çarparak dediğimiz gibi, 136.000 kafa bulunduğunu gördük" (A.g.e. sf. 160)
Bernadio De Sohogun'un betimlemesi bunu çok açık ortaya koyuyor;
"Onların göğüslerinden yürekleri kopartıldıktan ve çıkan kan su kabağından yapılmış bir kaba döküldükten sonra ki bu kabı öldüren adamın sahibi bizzat aldı, onlar cesedi piramitlerin (tapınağın-bn) basamaklarından aşağı doğru yuvarlamaya başladılar. Ceset aşağıda kare biçiminde ki küçük bir alanda durdu. Orada Quaquacuiltin adını verdikleri bazı yaşlı adamlar onu alıp kendi kabile tapınaklarına taşıdılar, organlarına ayırdıktan sonra yemek üzere parçalara böldüler. "(A.g.e. sf 163)
Reklam
187 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.