Zerdüşt peygamber Med Kürtlerindendir. Zerdüşt, dinini yaymak için yıllarca uğraşır, çeşitli zorluklarla karşılaşır; fakat yeğeni Metyomah dışında pek taraftar bulmaz. Bir ara Zerdüşt, Med krallarından Vistaspa'nın hüküm sürdüğü bölgeye gider. Fakat burada büyü yaptığı gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırılmak üzere zindana atılır. Bu sırada kralın çok sevdiği siyah atı hastalanmıştır. Her taraftan hekimler getirilir ama bir türlü atı iyileştiremezler. Bunu duyan Zerdüşt haber yollayarak atı iyileştirebileceğini söyler. Kral, Zerdüşt'ün bu teklifini kabul eder. Bunun üzerine zindandan çıkan Zerdüşt, atı tedaviye başlar ve kısa sürede iyileştirir. Zerdüşt'ün bu başarısını gören kral, onu affettiği gibi, dinini de kabul eder ve böylece Zerdüşt dini yaygınlaşarak tüm ülkeye hakim olur.
Çünkü halkımızı boyunduruk altında tutan devletlerin tümü, dini kendilerine sömürü, baskı ve hegemonya sürdürme aracı olarak kullandılar; halende kullanıyorlar. Örneğin müslüman olan bu devletlerin tümü yeri geldiğinde; adaletten, eşitlikten, kardeşlikten, mazlumun hakkını aramaktan,din ve imandan dem vuruyorlar. Fakat kardeş ve de müslüman(!) Kürt halkı, diğer komşu müslüman haklarla (Türk-Fars-Arap) eşitlik ve kardeşlik temelinde en demokratik istemlerini dile getirdiklerinde; üzerlerine tankla, topla, uçakla gidiliyor.
Burada din, Lenin'in sözleriyle,"devamlı olarak başkaları hesabına çalışmaktan bunalmış halk kitlelerinin yalnız başlarına kalışlarından ve sefaletlerinden doğan, onlar üzerinde her an ağırlığını hissettiren manevi baskı biçimlerinden biridir."
Bu isanlarınTürk, Arap veya Fars olmaya zorlayan temel faktör, sömürgeciliğin yarattığı tahribattır; bu yolda sömürgeciliğin aldığı mesafedir.Çünkü bir insan durup dururken kendi benliğini inkar etmez.