Hakkında
Brigitte Schwaiger (1949 6 Nisan - 26 Temmuz 2010) bir oldu Avusturyalı doğumlu yazar Freistadt , Avusturya .
Bir doktorun kızıydı, büyük büyük annesi Theresienstadt toplama kampında ölen bir opera şarkıcısı olan Carola Seligmann'dı .
Schwaiger 1967'ye kadar Freistadt'ta gramer okuluna devam etti ve daha sonra Viyana'da iki dönem Psikoloji, Almanca ve Roman dilbilimi eğitimi aldı . 1968'de bir İspanyol subayıyla evlendi ve dört yıl sonra boşanmadan önce Madrid ile birlikte Mallorca'ya taşındı. Daha sonra Linz'deki Pedagoji Akademisi'ne katıldı ve burada kiler tiyatrolarında yarı zamanlı olarak rol aldı ve ORF'de (Österreichischer Rundfunk - Avusturya Yayıncılığı) prodüksiyon asistanı olarak çalıştı .
İlk romanı Wie kommt das Salz Meer'i mi? (1977) (Tuz Deniz'e nasıl girer?) Alman dili bölgesinde yüzbinlerce kopya satarak sansasyonel bir çok satan haline geldi. Yoğun otobiyografik birinci şahıs hikayesi, günlük yaşamın tekdüzeliğini ve bu dünyadan kaçmak için başarısız girişimleri anlatıyor. 1988'de Roman, Nicolin Kunz ve Siemen Rühaak'ın oynadığı Peter Beauvais tarafından bir Alman filminde dramatize edildi .
Daha sonraki çalışmaları ilk romanı olan Fallen lassen'in başarısına ulaşamamasına rağmen , psikiyatride yaşadığı deneyimin bir raporu eleştirel beğeni ile karşılandı.
Brigitte Schwaiger Temmuz 2010'da Viyana'da Tuna Nehri'nin bir dalında ölü bulundu. Muhtemelen intihardı. Seçmek istediği "kısa yol" hakkında sık sık konuşmuştu.
Doğum:
Freistadt , Avusturya, 6 Nisan 1949
Ölüm:
Viyana, 26 Temmuz 2010
Okurlar
1 okur beğendi.
26 okur okudu.
15 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
Ben çocukken, Rolf, büyüyeceğim diye nasıl da sevinirdim. Heyecan ve sabırsızlıkla doluydum. Her yaş günü bir zaferdi! Ama şimdi, yeniden geriye dönmek istiyorum; şu halimizi gördükçe annemin karnına dek girmek istiyorum.
Sayfa 35Kitabı okudu
Sınırlar nerede ve kim koyuyor bunları?
Tarih derslerinde yalnız savaşları dinliyor, onları okuyorsanız, dünya nasıl düzelir ki?
Sayfa 113 - Çizgi KitabeviKitabı okudu
Psikiyatrik tedavi alma, artık bir insan için utanç verici bir şey olmaktan çıktığında, o zaman insanların akıllıca konuşabilecekleri çok şeyleri olacak.
Düşünceler öylesine özgürdür ki, kimse tahmin edemez, kimse bilemez, kimse onları hapsedemez.
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
