Bülent Atalay Sözleri ve Alıntıları
Bülent Atalay sözleri ve alıntılarını, Bülent Atalay kitap alıntılarını, Bülent Atalay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilim gökyüzünün ne olduğunu, dinse göğe nasıl yükselineğini inceler.
Bilim olmadan eyleme âşık olanlar, gemiyi dümensiz ya da pusulasız kullanan kaptana benzer!
-Leonardo da Vinci
Avrupa'da bilim dibe vurmuşken, İslam dünyasında bilim, yeni ufuklara doğru yükseliyordu. Aralarındaki fark o kadar belirgindi ki, Arap coğrafyacı İbn Hurdadbih, Avrupa'yı "hadımlardan, köle kız ve oğlanlardan, işlemeli kumaşlardan, kunduz kürklerinden, tutkal, samur ve kılıçlardan başka hiçbir şeyin üretilmediği yer" sözleriyle tanımlıyordu. Diğer bir Müslüman coğrafyacı Mesudi, aynı şekilde küçümseyerek şunları söylüyordu: "Avrupalıların kafalarn işlemez, konuşmalarıysa yavaştır." Bilim ve matematikteki üstünlük tekrar tersine dönecek, ama bu altı yüzyıl sonra olacaktı.
Tıpkı Milano'daki gibi, saray mühendisi. olarak Konstantinopolis'te çalışmanın ve Osmanlı Sultanı ll. Bayezid'in bir portresini yapmanın eşiğine geldi. Sultan'a yazdığı mektupta, Haliç'in üzerinde yapmayı tasarladığı bir köprüyle, Boğaz'ın iki yakasını birbirine bağlayacak, dubalar üzerinde kurulacak bir köprüden de söz etti.
Cambridge Üniversitesi, Batı uygarlığının şekillenmesinde, benzeri çok ender görülen belirgin bir yere sahiptir. [...] Nobel ödüllü kazanan 79 kişi bulunur.
Uzaktan Eğitim
Cambridge Üniversitesinde öğrenimini bitirdiği dönemde kıta Avrupa'sını kasıp kavuran hıyarcıklı veba Manş Denizini aşarak nüfusu kırıp geçirmeye başlamıştı. Bunun üzerine üniversiteler kapatıldı, öğretmenler evlerine gönderildi. On altı ay sonra hastalık şiddetini azalttığında, öğretmenler üniversitelere çağrıldı ve akademik çalışmalar yeniden başladı.
Herkes merakla deneyi izlemeye başlarken, Henry, aleti çalıştırmadan önce şunları söyledi: "Tanrı'ya bir soru soracağız. Bize yanıt verdiğinde yanıtını kaçırmamak için dua edelim." Henry, bilimsel deneyler yapmayı Tanrı'ya sorular sormaya indirgemişti.
Leonardo'nun metodolojisi, Galilei'nin çalışmalarını yüz yıl öncesinden haber verir. Sonuç olarak, beş yüzyıl sonra bizi hâlâ etkilemesinin nedeni, sorduğu soruların özgünlüğü ve verdiği yanıtların ileri görüşlülüğüdür.
Albert Einstein, en başından beri göreliliğin geçerliliğinden son derece emindi. Ancak 1922 yılında, bilim dünyasını bile ele geçiren milliyetçilikten duyduğu sıkıntıyı dile getirirken şöyle demişti: "Eğer ileri sürdüğüm görelilik teorisinin doğruluğu kanıtlanırsa, Almanya benim Alman olduğumu, Fransa'ysa dünya vatandaşı olduğumu söyleyecek. Eğer teorimin yanlış olduğu kanıtlanırsa Fransa, Alman olduğumu, Almanya'ysa Yahudi olduğumu söyleyecek.
Anlatsam gözlerinin güzelliğini bir bir,
Sayıp değerlerini, tüketsem sayıları,
Bir gün derler ki "Ozan yalancı mıdır, nedir?"
"Dünyadaki yüzleri okşamış mı ki Tanrı? -William Shakespeare
"Bize duyu, mantık ve akıl veren Tanrı'nın bunları kullanmaktan vazgeçmemizi istediğine inanmak zorunda değilim.''
Leonardo felç geçirerek sağ elini kısmen kullanamaz hale geldi ve ressamlık hayatı sona erdi.
Gelmiş geçmiş en büyük üçüncü ressam belki Rembrandt ya da Raffaello, Monet ya da Picasso'dur. İlk iki sırayı paylaşanlarsa tartışmasız olarak Leonardo ve Michelangelo'dur.
Modern anlamıyla bilim, Rönesansla yeniden doğmamış, ilk defa Rönesansla doğmuştur.
"İyi bir Hıristiyan matematikten uzak durmalıdır" diyen, dini öğretisine hâlâ Katolikliğin temelini oluşturan rasyonalist Aziz Thomas Aquinas da (1225-1274) sahipti.