"Aşk" dedi yıldızların yolladığı tosbağa ve sonra devam etti. “Aşk, bir şey yaratmaz ama kainat var olduysa aşkla var oldu ve kainat yok olacaksa aşkla yok olacak, bunu sakın unutma olur mu turşu? "
Tosbağa insanlardan, aşktan bahsetti. "Başlarda aşkın bir anlamı vardı. Aşk ebedi ve ezeli olarak görünürdü ama bu insanlar aşkı rezil edecek, zamanla doğanın onlara miras bıraktığı aşkı öldürecekler." dedi.
"Ne kadar da garipti bu insan denilen yaratık. Güneşe bakmak yetmez miydi vakti anlamak için? Sabah vardı bir, bir öğlen, bir de akşam. Arada kalanların ne önemi vardı ki! Zamana sıkışıp kalmak da neyin nesiydi? Bıraksalar zaman zaten her şeyi yoluna koyardı."
"Aşk kalp işidir, göze ne hacet," diye karşılık verdi kapının çamdan yapılmış dış tarafı. "Gözle seversen uzakta kalınca unutulursun. Kalple seversen ama... uzakta da olsa onu hissedersin."
Geçen sene 1000Kitap'a katıldığım zaman rastlamıştım "Turşu ile Tosbağa"ya ve alınacaklar listeme ekleyip ilk fırsatta sipariş etmiştim. O gün bugündür kitaplığımda, okumak bugüne kısmetmiş. Daha önce bir incelemede "Zamanı geldiğinde her kitap kendiliğinden sana gelir" diye düşündüğümü yazmıştım. Yine böyle bir şey yaşadım. Kütüphanemde bulunan kaç yüz küsur kitap arasından bugün elim "Turşu ile Tosbağa"ya gitti. Tesadüf olmadığını biliyorum. Bu kitabı tam da bugün içinde bulunduğum ruh haliyle okumam gerekiyormuş.
Bu fabl ile masal karışımı hikâyeyi severek ve keyifle okudum. Kısa metinlerde büyük meselelerden bahsetmek her yiğidin harcı değildir kanımca. Yazar bu konuda başarılı olmuş; gerek çocuklarla gerekse yetişkinlerle üzerine tartışılabilecek birbirinden derin felsefik sorular buldum.
Kıymetli insanlardan/hocalardan edebiyat dersleri alan ve emeklemekte olan naçizane bir yazar adayı olarak metnin bazı yerlerinde - profesyonel bakınca gözüme ilişen - kurgu ve imla hataları buldum ama bu tarz ufak tefek pürüzler ilk kitabın nazar boncuğu olsun!
“Ne zaman biri bize bizi anlatacak, işte o zaman tamamlanacağız” diyor, yazarın başarılarının devamını diliyorum! Ayağınıza taş değmesin, yolunuz açık olsun inşallah
İnsana buruşuk bir turşu kadar meraklı ve duygusal hissettiren, her cümlede yeniden kendi tosbağasını aratan naif bir yetişkin hikayesi. Yazarın ilk kitabı. İnsanın yüzünde kocaman bir gülümseme bırakıyor. Bir yolculukta, bir kahve molasında, küçük bir kaçamak anında mutlaka okumanızı öneririm. Dilerim okurlar olarak daha nice hikayelerde buluşuruz genç yazar ile...
Turşu ile TosbağaBurak Yüksel · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 055 okunma
Herkesin kendi fıçısında demlenen turşular gibi hiç acelesi olmayan tosbağaları beklediği bir hayat, masalsı bir ilk kitapta hikayeleşmiş. Anlatım ‘ateş’ gibi yakıcı ve sıkıcı değil, ‘su’ gibi akıcı. Siz ikisinin dansını düşünürken, bir solukta okunuyor.
Gençlere destek vermek, günceli takip etmek de gerek. Okumayı sevdiğimiz büyük büyük adamlar artık toprağın altına girmiş olsalar da yaşamsal döngüde onların yerini birileri almalı, birileri insanı insana anlatmalı...
Yazmak, yazdıkça gelişen okudukça renklenen bir yolculuk. Tozuyla pisiyle kiriyle insanı yoran ama emeği zayi etmeyen bu yolculukta sayın Burak Yüksel’e başarılar diliyorum.
Her şeyin çok ama iyinin az olduğu bu hızlı tüketim çağında en iyilerden biri olmasını temenni ediyorum.
Bence gençlere en büyük desteği yine gençler vermeli. Bu kitabı okuyun gençler; belki tosbağalar daha hızlı yürümeye başlar da turşular çok beklemez...