Burhan Felek

Vatandaş Ahmet Efendi yazarı
Yazar
Çevirmen
8.3/10
15 Kişi
39
Okunma
9
Beğeni
3.045
Görüntülenme

En Beğenilen Burhan Felek Gönderileri

En Beğenilen Burhan Felek kitaplarını, en beğenilen Burhan Felek sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Burhan Felek yazarlarını, en beğenilen Burhan Felek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Üsküdar, İstanbul'dan eskidir. Ne kadar eskidir, onu bilemeyeceğim. Ama bu şehrin eski adı Hrisupolis, yani altın şehirdir. Bu isme bir takım efsaneler sebep gösterilir. En doğrusunu Yahya Kemal gazelinde söylemiştir: "Her akşam güneş batarken bu şehri altınla kaplar." Daha sonra bu şehrin adı Skutari olmuş, Türkler de bunu kendi dillerine uydurup "Üsküdar" demişlerdir.
Evet, ben de öyle yapıyorum :)
Girince şöyle bir baktım ne yalan söyleyim iki tazenin oturdukları masanın yanındaki boş yeri beğendim. Gönüllerine giremezsek de yanlarına da oturamaz değiliz ya? Bu itirafımı okuyanlar şimdi benim için: - Hey edepsiz herif! Bak, elalemin kızlarının yanına oturuyor, diyebilirler. Haksız bir hücumdur. Çünkü ben, siz, onlar... Kim olursa olsun... Vapurda, trende, dükkanda, lokantada bir yer seçerken elbette manzarası iyi, civarı temiz, rahat bir yeri daima tercih ederiz ya! Ben de ondan başka bir şey yapmıyorum. şu karşı tarafta sütlacı yerken sakalına döken kasketli, kalın enseli adamın yanına oturacak yerde, cıvıl cıvılöten bu gençlerin civarını seçersem bunda kötülük aramak haksızlık olmaz mı? Zaten siz de böyle yapmaz mısınız?
Reklam
Filozof kılıklı, saçları ve gözlüğü menfaat severlik ifade etmeyen birinin karşısındaki yeri tercih ettim.
"Ne kadar düzenbaz, ne kadar dilbaz ve perendebaz olursan o kadar diplomat oluyorsun"
Burhan Felek
Burhan Felek
1957'yi yaşıyormuşum haberim yokmuş.. (=
Vatandaş Ahmed Efendi... Az yiyen bir adamdır... Sabahleyin bir çay... Bir küçük dilim kızarmış ekmek ve bir parça beyaz peynir... Gıdası budur. Çay, gaz hafif olduğundan hâlâ demlenememiş, ekmek kızaramamıştır. Vatandaş Ahmed Efendiyi sabahleyin yeni bir üzüntü bekler. Su kesilmiştir...
Ortaoyununun esası, Osmanlı cemiyetini zarifâne tenkit etmektir ve iki unsurdan kuruludur. Bunlardan birisi, kavuklu, kavuklu arkası, pişekâr ve zenneden kurulu olan asıl daimî oyun organıdır. Bunların karakteri Osmanlı, şehirli cemiyetini, kusurları ve meziyetleri ile (…) ortaya döker. İkinci kısım Osmanlı İmparatorluğu’nu teşkil eden muhtelif etnik grupların temsilcileridir ki, bunlar zengin bir trupta Arnavut, Laz, Kayserili, Acem, Yahudi, Frenk züppe, Sarhoş Ayvaz, Rumelili, Bolulu, Arap taklitleriydi. (…) Ortaoyununa ilk önce pişekâr çıkar ve zarif bir tekerleme ile oyunun ismini söylerdi. Ortaoyununda dekor olarak “Yeni Dünya” denilen üç kanatlı, insan boyunda ve beher kanadı boş bir tahta paravan gibi bir şey konurdu. Bu ev vazifesini görür, bir de sandalye ya bulunur ya bulunmazdı. Aslında ortaoyunu son zamanlarda dünyanın denemeye başladığı dekorsuz tiyatro idi ve kendine mahsus bazı deyimleri vardı…
Reklam
30 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.