Dünyaya, kattıkları muazzam eserlerle ve bize bıraktıkları akıl almaz efsanelerle, Acun'un en büyük ve eski mitolojisini oluşturan ataları Kadim Türkler'in miraslarını yaşatmak için yola çıkmış bir Ademoğlu. Kalemini, yeryüzünü atlarının nalları altında titreten kutlu savaşçıların gecelerine yol gösterici olan ayın altın ırmaklarına batırıp, efsanelerin rüzgarla kulağına fısıldadıklarını yazmaya başladı. Türkiye'de ilk ve şuan için tek olan tarih ve fantazyanın harmanlandığı tarzının sancağını, edebiyat dünyasında açmış bulunmaktadır. Tozlu raflar altında kaybolmuş, tarihin karanlıklarında unutulmuş, uyanmayı bekleyen o muhteşem efsaneleri, fantastik edebiyat alanında dünyanın en iyisi olduğumuzu kanıtlamak, yeniden hak ettiği ihtişamda ayağa kaldırıp, sancağını en tepede dalgalandırmak gayesindedir. Her kitap, farklı dünyalara açılan bir kapıdır ve bu kapılar, evrendeki gölgesi olduğumuz Kadim Atalarımızın efsanevi dünyalarına açılmaktadır. Kendisi yazmıyor. Sadece gönül terini mürekkebine katıp, göğün çocuklarının ayak seslerini dinliyor, kutlu mücadelelerinde akıttıkları her damla teri, avuçlarına düşen yağmur damlalarında hissediyor.
Yaşar Kemal İnce Memed'in birçok yerinde "Bire kadar kırmak," deyişini kullanır. Tarih de her fırsatta birlik olamayanların sonunu en açık biçimde göstermiştir.
Uyguriler
Bir türlü birleşemeyen, bir araya gelemedikleri için sürekli kırılan, zalim hükümdarlar tarafından
Yazarın, güzel bir tarihi kurgu romanı. Okumunızı tavsiye ederim.
Kutlu yolda ilerleyen korkusuz yiğitler, toprağı adımlarıyla titretti. Ay, gecelerine yol gösteren oldu. Tüm insanlık bu cengi bekledi. Üç taraf vardı: merhaba Gök Tanrı’nın orduları, Karanlık Ülke ve korkaklar!
Koca koca taşlardan yaptıkları saraylarına, kalelerine sinen krallar ve hanlar, kalabalık ordularına rağmen asla cesur olamadılar. Karanlık Ülke’ye karşı yürüyebilenler sadece tunç yürekli, çelik bilekli Türklerdi.
Atalar CengiÇağlayan Yılmaz · Panama Yayıncılık · 2016565 okunma
"Sanki bir uçurumun kenarındayım... Burnumda keskin bir kan kokusu, aklımda yine sen, Asena!" (s. 403)
Kitap kahramanları da insanlar gibi; doğuyor, yaşıyor ve ölüyorlar. Bunlara tanıklık eden okur onlarla yakınlık kuruyor, yaşam serüvenlerine ortak oluyor. Bir de kitap seri bir kitapsa, o kahramanın sonu, ondan sonrası... Bazen