Cang Şianliyen Mao Zedung'un, 1966 yılında başlattığı kültür devriminin ilk on yılını hapishanede geçirdi. Mao'nun 1976'daki ölümünden sonra, 1978'de reformcu ekibin yönetimi ele geçirmesinin ardından, pek çok kişiyle birlikte Cang'ın saygınlığı da geri verildi, yazar 1979'da eski haklarına kavuştu. Yeniden yazmaya başladı. Cang özellikle Çinli gençler arasında çok sevilen bir yazar. Bu gençler için Cang, salt yaşadıklarını yazan biri değil, aynı zamanda kendi kuşağının çoğundan farklı olarak bu deneyimler karşısında yıkılmayan birini simgeliyor.
Hayatında hiç bir kadına ait olmayan biri ilk defa bir kadın arsuzuna kapılmıştır. Arzusuna kapıldığı kadınla evlenir ama küçük tatsızlıklar çıkar. Bu olayın yaşandığı yer devlete calislian bir çiftlikte geçiyor. Biraz detay veriyorum gerisi sizin okumanızda. Ben beğendim hoşuma gitti. Dizinde begenecegini düşünüyorum.
“Erkeğin Yarısı Kadın, düşsel bir 1984’ten söz etmez. Orwell’in karabasını Çin’de çoktan gerçekleşmiştir.”
Əsərin girişində 1984 distopiyasını Çin xalqının real olaraq yaşadığı qeyd edilir. Mədəni İnqilab dönəmində "sağcı" meyllərdən dolayı əmək islah düşərgəsinə sürgün edilən şair Zhang'ın yeni bir yol açan bioqrafik romanı ilk dəfə
Türü : Edebiyat&Roman
İçerik : Aşk
Siyaset&Politika
Çin tarihi
Sosyoloji&Psikoloji
Felsefe
Ben şimdi ne okuyacağım derseniz bu gibi içeriklerden oluşan, okuması kolay, devrimci, edebi bir şaheser diyebilirim.
Bir bakıyorsunuz at kişileştirilmiş ve onunla sohbet ediyor kahramanımız, bir bakıyorsunuz
Derde Deva Randevu‘su gibi Marks’la sohbet ediyor. Kitaba kadın/erkek ilişkileri de her iki tarafın gözünden, tüm çatışmalarıyla, iç savaşlarıyla, aşk ve nefretleriyle çok naif bir şekilde dahil oluyor. Dahil oluyor diyorum çünkü başta da belirttiğim içerikler içinde çok büyük bir yer teşkil etmiyor eserde.
En nihayetinde yazdığı inceleme yazısıyla bu eserle tanışmama vesile olan
Tuğba’ya teşekkür ederek yorumumu yazarın okuruna notuyla bitiriyorum.
”Çin gizemli bir ülke. Anlaşılması güç; yabancılar için olduğu gibi Çinliler için de tam bir bilmece. Ona böylesine çekici yapansa, işte bu anlaşılmazlığı. Bu kitap bilmecenin yanıtı için birkaç ipucu veriyor. Umarım her okur kendi yanıtını bulur.”