Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Carla L. Klausner

Carla L. KlausnerSelçuklularda Vezirlik yazarı
Yazar
8.3/10
3 Kişi
14
Okunma
1
Beğeni
369
Görüntülenme

Carla L. Klausner Sözleri ve Alıntıları

Carla L. Klausner sözleri ve alıntılarını, Carla L. Klausner kitap alıntılarını, Carla L. Klausner en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devletin, medrese eğitim sistemine verdiği destek yoluyla dini kurumu merkez yönetime bağlama girişimi, Selçukluların getirdiği büyük bir yenilik idi.
İDARE!
Hükemâ der ki, idarenin dört merhalesi vardır: Ilki kişinin kendi kendini idare etmesidir; İkincisi kişinin ailesini, çocuklarını ve hane halkını idare etmesidir; Üçüncüsü belli bir şehrin veya eyaletin idaresidir; Dördüncüsü bütün devletin idaresidir. Ve bir kimse eğer bunlardan birinin idaresinde yetersiz ise, ondan sonrakinin idaresinde daha da yetersiz demektir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
"Atabeglik müessesesi Selçuklu hâkimiyetinin başlangıcından itibaren görülmesine ve atabeg kavramı Türkçe olmasına rağmen, bu müesseseye Selçuklulardan önceki hiçbir Türk hamedanlığında rastlanılmamaktadır."
Sayfa 126 - KronikKitabı okudu
Çok zaman ise askeri valiye yönettiği eyaletin gelirleri maaş olarak veriliyordu. Böyle olunca sivil idareciler doğrudan ona bağlı hale geliyorlardı.
Selçuklu yönetiminin yapısında, kendine has belli zayıflıklar daha en baştan göze çarpmaktadır. Bunlardan biri, tüm hanedan mensuplarının iktidar üzerinde hak sahibi olduğu görülen Türk hakimiyet anlayışından, askeri "ikta" sisteminin yayılıp kullanılmasından ve ülkenin farklı kısımlarında bu ve diğer tür dolaylı idare usüllerine bağımlılıktan kaynaklanan bölünme ve adem-i merkeziyetçilik eğilimidir. Bu eğilim, yurt edindikleri İslami yerleşim bölgelerindeki yerleşik düzeni benimseyen liderler ile onların emrindeki göçebe savaşçılar arasında doğan gerilim yüzünden daha da kuvvetlenmişti.
Selçuklu yönetiminin yapısında, kendine has belli zayıflıklar daha en başta göze çarpmaktadır. Bunlardan biri, tüm hanedan mensuplarının iktidar üzerinde hak sahibi olduğu görülen Türk hâkimiyet anlayışından, askerî "iktâ" sisteminin yayılıp kullanılmasından ve ülkenin farklı kısımlarında bu ve diğer tür dolaylı idare usullerine bağımlılıktan kaynaklanan bölünme ve Adem-i merkeziyetçilik eğilimidir.
Reklam
Nizamülmülk'ün ortaya koyduğu ideal görüşe göre meslekte ilerleme için başlıca şartlar kabiliyet ve liyakat olacaktı. Ancak gördüğümüz üzere, devlet görevlilerinin atanmasında sıkça etkili olan adam kayırma ve entrikalar yüzünden, görevde yükselmenin muntazam bir sisteme tabii olduğundan bahsedilemez.
Yönetici zümre doğrudan halka karşı değil de, kendi yetkilerinin doğrudan kaynağı olan sultana karşı sorumlu olduğu için, ortaya çıkan sistem işlerin yürütülmesinde ahlaki gevşekliğe, bürokraside hizipleşmeye ve devletin en üst kademesinde devamlı süregelen bir şüphe, yolsuzluk ve entrika ortamının doğmasına sebep oluyordu.
Selçuklular, sultanın dünyevi egemenliğini vurgulayıp, devlet idaresi ile dini, medrese eğitimi sistemi yoluyla birbirine bağlayarak, askeri liderlerin gücüne ve ihtiraslarına karşı dengeyi sağlayacak sivil idarenin üstünlüğünü yeniden tesis etmeye çalıştılar.
Sultanın ölümünü, hemen her defasında, hayattaki akrabalar arasında yaşanan bir hâkimiyet mücadelesi izlemiştir.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.