Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cathryn Vasseleu

Cathryn VasseleuIşığın Dokusu yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
6
Okunma
0
Beğeni
233
Görüntülenme

Cathryn Vasseleu Sözleri ve Alıntıları

Cathryn Vasseleu sözleri ve alıntılarını, Cathryn Vasseleu kitap alıntılarını, Cathryn Vasseleu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okşamanın aradığı şey, temasın içinde verilmiş olan elin sıcaklığı veya yumuşaklığı değildir. Okşamayı aramak, okşamanın ne aradığını bilmemesi nedeniyle, onun özünü yapılaştırır. Bu ‘bilmenin olmayışı’, bu temel düzensizlik, özsel olandır... her zaman öteki, her zaman erişilemez, ve her zaman hâlâ gelecek. Okşayış, içeriği ol­mayan bu saf geleceğin [avenir] önceden tahmin edilip ona göre davranılmasıdır. O, ele geçirilip kavranılamaz olanın üstünde yeni bakış açıları açarak, açlığın bu çoğalışından, öncekinden daha zengin sözlerden yapılır. O sayısız açlıklarla beslenir. (Levinas, 1987b: 89)
"Fakat ben gözlerimi açtım ve görülenden hoşlandım bile"
Reklam
Mutlak savunmasızlığı içinde, bir ötekinin gözleri, benim kendi görüşümü aşar. Hiçbir zaman bir ötekinin gördüğü şeyi doğrudan göremeyeceğim, onların gözleriyle hiçbir zaman göremeyeceğim. Kendime ait olan bilince dönüştürülemeyecek olan bir tekillikler bana doğru geriye bakışın içinde, yüzün açık­lığı, benim durumumun güvenliğinden ve bütünlüğünden şüphelenmek için bir tepkiyi talep ederken, bir hoşgeldin anlatısı­dır.
Şeylerin onlar için ne anlama geldiğini bilemem; şeyleri onların açısından göremem. Merleau-Ponty için bu durum etkisi fazla olan bir yetersizlik olmaktan öte, bilgi yetersizliğinin algılama için olumlu bir özellik olduğudur: ‘Kendimi başkalarından ödünç alırım; diğer­lerini de kendime ait olan düşüncelerden yaratırım’.
"Ben her zaman için, kendi varoluşu içinde yakalanmış olan bir ayağa sahiptir. Her şeyin karşısında olan dış ta­raf, kendisinin iç tarafıdır, kendisine bağlıdır. Başlamış olduğu varoluşuna sonsuza dek bağlıdır. Ego için, bir kendi olmayışa yönelik bu imkânsızlık, egonun içindeki bir trajik öğenin vurgusunu yapılaştırır, kendisinin olu­şuna perçinlenmiş olma öğesidir."(Levinas, 1978a: 84)
"Birisi bilmez, birisi duyumsanır nitelikleri yaşar: Bu yaprakların yeşili, bu tan ağarışının kırmızısı. Nesneler kendi başlangıç ve bitişlerine sahip oluşlarında beni içerir, bir sonsuzluk zemininde bana görünerek oluşmadan. " Levinas
Reklam
Anlam dolu bir konuşmadan önce, kendisini anlamlaştırarak, yüz ‘konuşur’: ‘Bir yüz, kendisinin içinde bulunduğu ilişkilerin erdemi aracılığıyla değil, fakat kendisinin dışında bir anlama sahiptir; yani anlatı olan şeydir’.
Resimde, görüntü bir idea veya nesne hakkında anlatıcı değildir; görüntü kendisi-kendi eti hakkında anlatıcıdır. Resimde, içinde her şeyi -‘görünemez’ ideallikler veya renk, çizgi, zıtlık, aydınlanma gibi- gördüğü­müz boyutlar- kendilerine ait doğrular içinde görünebilir olurlar. Bir resim ancak böylece anlam yüklü olur, çünkü gö­rüntü, boyanmış yüzeye imge indirgeyen bir bakışa göre anla­tılamaz.
Dokunuşla duyumsanan bir dünyanın başlangıcı ve ona katılım, iki el arasındaki karşılıklı oyunun içinde başlar, her biri içinde’likten ve kendiliğinden ulaşılabilen içindesiz’liğe (içinde olmayışa), veya bir diğeri için kendisinin dokunulabilir oluşunu hissetmiş olur. Böylece, her bir el gelişmenin içinde dokunulabilen bir oluş olarak, dokun­duğu nesneler ortamında kendi yerini alır: ‘Onaylatarak sorgulamış oldukları evrenin içine doğru, kendi kendilerini yapılaştıran onun devinimleri olarak dokunmanın ve dokunulabilir olmanın çaprazlığı, bu çaprazlık içindeyken ve bu çaprazlığa yönelerek, aynı konum üstünde o olarak kaydedilir’
Merleau-Ponty algılamada ‘Lebenswelt logos' veya yaşamanın dilini, algılanabilir dünyayı yeniden keşfedecek olan diye belir­tir: "Bu mantığın sorusu olan şey, duyumsanabilir olan her bir şeyin içinde kendini sessizce belirtir....yalnızca onun anlamında bedensel katılımlarımızla, yalnızca onun “anlamlaştırmak” sorunsalını bedenimizle destekleyerek bir düşünce sahibi ola­biliriz. "