Çelik Gülersoy

06 Mayıs 2020 06:03

Hatıralar

"1947'de ilk işe girdiğimde, 10 lira olan aylık maaşımdan biriktirdiğim paralarla, küçük evimizin duvarına çaktığım camlı dolapta, iki rafı dolduran ilk kitaplığımın çekirdeğinin, zamanla büyüyüp, Soğukçeşme Sokağı'nda dış dünyanın da ilgisini çeken bir boyuta kavuşması, eskilerin deyimiyle, henüz elim tutar ve gözüm görürken, kitaplarımı buraya ellerimle yerleştirebilmek, beni en çok mutlu kılan bir olay olmuştur. "Bu duygumun bir sebebi daha var: Öbür bütün eserlerim, benden sonra, artık iradem ve etkim içerisinde olmayacak. Özellikle müesseseleri uzun yaşatmayan bir sosyal doku içinde, onların hepsi çökebilir, dağılabilir, hiç değilse bozulabilir. "Ama kitaplığım böyle değil: O bir vakıf. Dünyada hiçbir şey ölümsüz değil ama, en uzun ömürlü varlık, gene de bir vakıftır. "Bu kitaplık, böylece bana en fazla mutluluğu getirmiş oldu. Bunu bugüne kadarki en büyük ödül sayıyorum."

Sayfa 226 - Yayına Hazırlayan: Nezih Başgelen, İstanbul: İstanbul Kitaplığı Ltd., 1989.Kitabı okudu

Av. Dr. Tolga Ersoy

06 Mayıs 2020 05:41

"Günler, aylar, yıllar var ki Yürüyorum ağır ağır Yanında, yüksek sağır Ve duygusuz bir duvarın. Sokak bom-boş, ben yalnızım Bir kuyuya damlalar düşer gibi Gidiyorum bu yolda, adım-adım."

Sayfa 130 - Yayına Hazırlayan: Nezih Başgelen, İstanbul: İstanbul Kitaplığı Ltd., 1989.Kitabı okudu

Reklam

Av. Dr. Tolga Ersoy

06 Mayıs 2020 05:33

"Ankara'dan gelişte tren, sabahın ilk saatlerinde İzmit kıyılarına varmış olurdu ve suların çok yakınından geçmeye başlardı. Yattığım yerden perdeyi kaldırıp, çakıl taşlarını yıkayan ve oynaşan dalgaları, masmavi Marmara'yı, sonra da baharları bembeyaz çiçeklere boğulmuş meyve bahçelerini seyretmek, en büyük keyfimdi. Sonraki yıllarda hepsi birer fabrikaya kurban verilen kiraz bahçeleri, bu kıyıların, antikiteden beri süregelen başlıca zenginliğiydi."

Sayfa 121 - Yayına Hazırlayan: Nezih Başgelen, İstanbul: İstanbul Kitaplığı Ltd., 1989.Kitabı okudu

Av. Dr. Tolga Ersoy

06 Mayıs 2020 05:12

"Dünyanın, yaradılışın, insan teorileri dışında manâları olduğunu seziyordum ve artık her sabah pencereyi açtığımızda, odamıza giren güvercinler gibi, hilkatin bir bahar rüzgârı halinde kendini anlatan ruhunun ve havasının, hem odayı, hem ruhumu doldurmakta olduğunu duyuyordum. Sanki bu geniş görünümlü pencereden, ufkuma da yepyeni bir sahne açılmıştı: İnanç ve güven."

Sayfa 111 - Yayına Hazırlayan: Nezih Başgelen, İstanbul: İstanbul Kitaplığı Ltd., 1989.Kitabı okudu

Av. Dr. Tolga Ersoy

06 Mayıs 2020 05:17

"Tabiatın her ay değişen dekorları mıydı, beni değiştiren ve yüreğimi ısıtan, yoksa karşıda, kendi başına bir güzellik sergileyen, bir tabloyu boyayan, İstanbul peyzajı mıydı, bilemiyorum. Belki, her ikisi. Ama, mavilikler ve yakamoz pırıltıları içinde eriyen bir Sultanahmet silüeti, ne tadına doyum olmaz bir resimdi!"

Sayfa 111 - Yayına Hazırlayan: Nezih Başgelen, İstanbul: İstanbul Kitaplığı Ltd., 1989.Kitabı okudu