İnsanoğlu iyi ya da kötü, şartlanmışlığı içinde ömür tüketiyor. Ama açık fikirli olmak, iyi yürekli olmak bir noktada insanı gerçeğe yakınlaştırabiliyor.
Ölümü düşünmüyordum. Çoğu arkadaşım gibi bir kaygım vardı. Daha doğrusu ateş yediğimiz zaman korkardık, bir kurşun gelir de burnumuzu, çenemizi götürür de estetiğimiz bozulur diye.
Çevrenin durumunu yakından izliyor, halkla ilişkiler kuruyordum. Türkiye'nin gerçeklerine ayaklarımı basıyordum. Ne var ki bu gerçekleri değerlendirip yorumlamak, bir senteze ulaşmak başka ve çok zor bir iştir.
dönemin şartları altında; baskıcı, faşizan, gerici bir halk düşmanı iktidara karşı elini taşın altına koyan, devrimci ve yurtsever bir generalin hayatına dair aklında kalan anılarını kendi ağzından dinlemek çok keyif verdi. paşamın ruhu şad olsun.