Cemil Süleyman

Cemil SüleymanSiyah Gözler yazarı
Yazar
7.9/10
449 Kişi
2.293
Okunma
34
Beğeni
4.866
Görüntülenme

Hakkında

İstanbul’da doğan Mehmet Cemil Süleyman’ın babası, Alyanak Mustafa Paşa’nın oğlu Yarbay Süleyman Bey, annesi ise Refika Hanım’dır. İlk öğrenimine İstanbul Kalender Çeşmesi İlkokulunda başlar. Babası saray tarafından sürgün cezasına çarptırılınca 1894’te Beyrut’a, 1895’te Halep’e, 1897’de Sidon’a giderler. Sidon'da papaz okuluna devam eder. İtalyanca özel dersler alır. Halep İdadisinden mezun olur (1903). 1905’te Beyrut Amerikan Tıp Üniversitesine kaydolan Cemil Süleyman, annesinin ölümünden sonra İstanbul Mekteb-i Tıbbiye’de öğrenimini tamamlayıp mezun olur (1906). Darülmuallimin’de öğretmenlik yapar (1909-1910). Uzmanlık eğitimini tamamlayıp Balkan Savaşı sırasında Yanya ve Bulgar cephelerinde hekim olarak görev yapar. Hicaz’da çıkan salgın nedeniyle Arabistan’a gönderilir (1912-1914). Birinci Dünya Savaşı yıllarında Türk ordusuna bağlı olarak İstanbul, Şam, Amman ve Batum’da görev yapar. Sadiye Hanım’la evlenir ve büyük kızı İlhan dünyaya gelir (1918). Birinci Dünya Savaşı bitince Antalya Hastanesine hekim olarak atanır. Bu şehirde küçük kızı Suna’nın doğumu gerçekleşir (1920). İki yıl sonra da oğlu Süleyman Özkul doğar. Sırayla Antalya, Çanakkale ve Samsun’da sağlık müdürlüğü yapar. Soruşturma sonucunda görevden alınınca bir süre serbest hekimlik ve gazetecilik yapar. Hakkında açılan dava nedeniyle yurt dışına çıkar. Şam’da ve Hatay’da hekimlik yapar. 1931’de Arabistan’a geçer, 1934’e kadar Hicaz kralının özel hekimliğini üstlenir. İstanbul’a dönünce Alyanakoğlu soyadını alır. Vapurculuk Şirketinde ve Denizyolları İşletmesinde çalışır. Gemide görevliyken kaza geçirip bacağını kaybeder. Bundan sonra sık sık rahatsızlanan Alyanakoğlu, 1 Mayıs 1940’da İstanbul’da ölür. Öykü ve yazılarıyla 1905 yılından itibaren dergilerde görülen Cemil Süleyman, Fecr-i Ati topluluğunun öne çıkan bir üyesi olarak daha çok II. Meşrutiyet döneminde yazmıştır. Topluluğun etkili olduğu 1909 ila 1912 yılları, Cemil Süleyman’ın da öykü ve roman yazımında en verimli olduğu dönemdir. Fecr-i Ati topluluğunun, 20 Mart 1909’da Hilal Matbaasında düzenlenen ilk resmî toplantısına o da katılmıştır. Altında Alyanakoğlu'nun da ismi bulunan Fecr-i Ati beyannamesi, 24 Şubat 1910 tarihinde Servet-i Fünun dergisinde yayımlanır. Bu metinde topluluk, edebiyatı ciddi bir uğraş olarak kabul etmiş, bu yaklaşımı ilkin Servet-i Fünuncuların yerine getirdiğini belirtmiştir. Beyannameye göre Fecr-i Ati Avrupa’dakilere benzer bir topluluk oluşturacak; dilin, edebiyatın ve sosyal bilimlerin ilerlemesine katkıda bulunacak, yetenekli gençleri bir araya toplayacak ve düşünsel tartışmalar hazırlayacaktır. Batılı önemli eserler Türkçeye, Türk edebiyatının önemli eserleri Batı dillerine aktarılacaktır. Topluluğun etkin olduğu yıllarda öykü ve romanlarıyla Fecr-i Ati anlatısını temsil eden Cemil Süleyman, topluluk dağıldıktan sonra ortak enerjiden yoksun kaldığı ve İstanbul dışında hekimlik yaptığı için zamanla edebiyattan uzaklaşmıştır. Sonraları çeşitli gazete ve dergilerde yeni birkaç öykünün yanı sıra çoğunlukla eski öykülerini yeniden yayımlamış ve sanatın dışında kalan konularla ilgili yazmıştır. Hem Servet-i Fünun hem Fecr-i Ati topluluğunun poetikasına uygun olarak Cemil Süleyman aşk ve kadın konusunu anlatılarında fazlaca işlemiştir. Onun kurmacasında aşk ve aşk ilişkileri içinde beliren karakterler fazlasıyla romantiktir. Umutsuzluk, karamsarlık, düş kırıklığı gibi izleklerle yoğrulan bu anlatılar epeyce dramatik hatta melodramatik tonlar taşır. Romantizmde olduğu gibi bu eserlerde gereksiz ölümler ve intiharlar yer alır. Öykülerinde orta sınıftan olduğu kadar alt sınıftan insanlara da yer veren Alyanakoğlu'nda karakter kadrosuna duygudaşlık, merhamet ve yumuşaklıkla yaklaşılır. Fiziksel portrelerde realist bir tutum bulunsa da kahramanların ruhsal dünyası ve karakter tipolojisi ortaya konulurken yine romantik tavra dönüş yapılır. Gerek bu karakterlerin gözünden gerekse anlatıcının bakış açısından okurun önüne konan kimi betimlemeler de bu öznellikten payını alırlar. Topluluğun öteki üyelerinde görüldüğü gibi Cemil Süleyman'ın dili de görece ağırdır. Zaman zaman yalınlaşsa da anlatıların pek çoğunda ve çoğu kısmında üslup, Arapça ve Farsçadan alınmış sözcüklerle ağırlaşır.
Tam adı:
Cemil Süleyman Alyanakoğlu
Unvan:
Türk Hikâye ve Romancısı, Doktor
Doğum:
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu, 1886
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 1 Mayıs 1940

Okurlar

34 okur beğendi.
2.293 okur okudu.
30 okur okuyor.
504 okur okuyacak.
12 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Bir kere kırılan bir şeyi nasıl yerine getirebilecekti?”
Reklam
“Zaten yaşamak için kuvvetim kalmadı. Günden güne düşüyorum.”
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı Klasikleri Serisi
bu yıl
F. Suna KOÇYİĞİT
F. Suna KOÇYİĞİT
suna hanım’ın heveslendirmesiyle
Sinem Aytop
Sinem Aytop
ile klasikleri okuma kararı aldık. kendim için liste hazırlarken güncel liste eksikliğini fark ettim. eksikliği gidermek için buradan da paylaşıyorum. 1) kuyruklu yıldız altında bir izdivaç
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
/ hüseyin rahmi gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar
2) mürebbiye
Mürebbiye
Mürebbiye
/ hüseyin rahmi gürpınar
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
75 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Aşk bir hastalık mıdır?
Cemil Süleyman Fecr-i Ati topluluğunun öne çıkan bir üyesi olarak daha çok II. Meşrutiyet döneminde yazan yazarlardan birisi. Kendisinin okuduğum ilk kitabı “Siyah Gözler” oldu. Roman, otuzlu yaşlarına gelmiş dul bir kadının yirmili yaşlardaki siyah gözlü genç delikanlıya duyduğu sevgiyi, aralarında geçen aşk ilişkisini, ikilinin birlikteliğini
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,286 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
Daha önce ne bu yazarı ne de kitabı duydum. Kitaba rastgele denk geldim ve okumaya başladım. Kitapta otuzunu geçmiş dul bir kadının ve yirmi iki yaşında genç bir adamla münasebeti anlatılıyor. Karakterlerimiz birbirlerini seviyor fakat kadın yaşından ve dul olduğundan genç adamın hislerine güvenmiyor. Başkalarının ne düşüneceğinden, herkesin kendisine namussuz bir kadınmış gibi davranacağından çekiniyor. Kendisi bile öyle düşünüyor kendi için. Adamın daha sonra istediğini elde ettikten sonra kendisi gibi genç bir sevgili bulacağından endişeleniyor. Fakat daha fazla uzak duramıyor ve görüşmeye başlıyorlar. Kadın, genç adamla her görüştüğünde başkalarına görünmekten çekiniyor ve görüşme sonraları iffetsiz olduğunu, bu ilişkiyi bitirmesi gerektiğini düşünüyor fakat öyle olmuyor. Hatta hiç beklemediği bir şekilde gece yarıları eve dönmeye başlıyor ve adamı da eve alıyor korka korka. Kadında bir süre sonra kıskançlıklar iyice artıyor sürekli adamın kendisini aldattığını düşünüyor, kendi kendini yiyor. Adam da kadının bu kıskançlıklarından bıkıyor, eskisi gibi görmeye bile gelmiyor. Kadın sonunda yapacağını yapıyor. Kitabı çok beğendim, okurken hiç sıkılmadım zaten kısacık :) Kadının psikolojik çöküntüsünü, kıskançlığını ve duygularını çok başarılı buldum. Yazar gerçekten çok iyi yansıtmış, tahlil etmiş. "Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum... Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim..."
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,286 okunma
75 syf.
10/10 puan verdi
Aşkın her türlü boyutunu okudum ama bu türlüsünü ilk defa ve beni çok etkiledi.Aşk neydi? Saplantı, bağlılık neydi?İnsan sevdiğini kıskanırdı ama onu öldürmek pahasına da mı?
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,286 okunma
Resim