Kaya parçaları gibi duran cüssenin kol tarafları tamamıyla iç içe geçmiyor, gövde tarafında kalan kısımları birbirini çaprazlamasına durur gibi hafifçe kesiyordu.
Marie, nihayet beklediği sonucu duyacağı için rahatlamıştı.
Parmakları telefonu sıkıca kavrarken:
“Evet,” dedi ilgili ses tonuyla. “Umarım bana verecek güzel
haberlerin vardır.”
Jenny, hâlâ annesini koruma derdinde olduğu için onun üzerine kapaklanmayı bırakmamıştı. Bunu fırsat bilen Gibbs ailesi hemen Bay Hale’i yanlarına almış ve kurşun yağdırmaya devam ederek evden dışarı çıkıvermişlerdi. Dışarı çıkmalarına rağmen hâlâ temkinli hareket ediyor ve tedbiri elden bırakmıyorlardı. Bay Hale’i kaybedemezlerdi.
Çevresinde görmüş olduğu park edilmiş arabalar, yanan sokak ışıkları bile tedirginliğini, yaşamış olduğu kötü anları unutmasını sağlamıyordu. Neden şimdi aklına gelmişti ki bütün bu düşünceler? Eve varmasına az bir vakit varken zihnini terk edip uzaklaşamazlar mıydı? Eski sevgilisi Alex bunun çok mümkün olamayacağını çünkü bu tarz anlarda beynin korkutmaya komutlandığını söylemişti. Şu anda doğru söylediğini anlamak çok acı
bir tecrübe olmuştu genç kız için.
Galip Bey, Öznur’u karakoldan aldıktan sonra genç kızla birlikte araca doğru yürümeye başladı. Öznur hala korkak ve ürkekti. Başına gelenlerin etkisinden uzunca bir süre çıkamayacak gibi görünüyordu.
Alex:
“Buradan gidebilmek ve zarar görmemek için bir yol arıyorum,” dediğinde parmakları telefonu daha da sıkı kavramıştı. Boşta kalan elini çenesine götürüp çenesini ovaladıktan sonra alçak sözle birkaç cümle sarf etti. Bu cümlelerin ardından dönüşümünü gerçekleştirip hapsedildiği yerden dışarı çıkmaya çalıştı ama başarılı olamadı.