Artık kendi kendime sormaya başladım. “PKK niye devlete karşı savaşıyor” gerek yok ki, onlardan önce bu devleti yok etmeye, çöketmeye, parçalamaya çalışan o kadar çok insan varki, PKK’nın yaptığı bunların yanında bir hiç kalır.
Peki neden ısrarla ve inatla yüzümüz çarpık diye aynaya kızmaya devam ediyorduk? Peki neden seçim zamanları üç dört cilalı lafa, birkaç kuruşluk alışveriş çeklerine kanıp, yarınlarımız, geleceğimizin güvencesi, teminatı olan oylarımızı bu kadar ucuza satıyorduk?
Galiba kendi dünümüze, kendimize hala yabancı, uzak oluşumuzdan...
Öğrenmeyi bilmeyişimizden!
Bugünün Türkiye'sinde yaşıyor olsaydı şiirleri de bugünleşir miydi acaba?
Bedava yaşıyoruz bedava
Hava bedava bulut bedava
Dere tepe bedava
Yağmur çamur bedava
Tren paralı, ceset karalı
Mezar yeri bir milyar
Ölmek!
Bedava
Bedava yaşıyoruz bedava
Hava bedava, su parayla!
Evet bedava yaşıyoruz, harbiden bedava...
Dünyanın çok az yerinde yaşam böylesine ucuz, böylesine bedavadır her halde!
Beyler; bu iş Grek Vadisinde başladı, orada bitirilmek zorundadır. Dağda başladı, dağda bitecektir. Bunun dışında bir çözüm aramak; bu güne kadar dökülen kanlara ihanettir. Toprağa düşen aziz şehitlerimizin naaşlarını çiğnemektir.
Öfke bu, dinler mi yer, mekan, zaman, çağ, rüya, hayal, öykü ya da roman, hiç fark etmez, o her yerdedir. Bulduğu an var olma gıdasını hiç affetmeden son zerresine kadar sömürür elde ettiği sermayeden...
Politika yaptığını zannedip, fakat ondan zerrece anlamayan, yurt ve dünya siyaseti hakkındaki kültürü günlük gazete haberleri kadar bile olmayan, huzursuz, dengesiz ve ruh hastası kişilerin yeri devlet daireleri ve okullar değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti görevlileri Atatürkçüdür.
Toplumun mevcut yapısına bakılmaksızın dayatılan sistemler toplumu dağ basindaki köyünden metropole çekmiş, kent yaşantısına pike dalış yaptırmış ve cebi para dolu olan ZONTA ya da MAGANDA diye tanımlanan tipler haline dönüştürür.
Sözcüler üzerine kurulmuş mekanlarda, kavram ve ideolojik karmaşaların altını üfleyerek yanlışları daha büyük ateş haline getirmek için olanca gücümüzle uğraşıyoruz.
Sinirlenip öfkeyle yok etmişiz yuvaları, aşkları, sevgileri, dostlukları, başka kavramların nimetlerinden yararlanmayı hiç düşünmeden. Tek kavram o olmuş hayatımızda, bütün yollar sokaklar caddeler ona çıkmış...