...şair, Boğaz'da, Sa'd-abad'da,
evde, hamamda, genel toplantılarda, gizli buluşmalarda, gece, gündüz, yaz, kış sürüp giden içkili, sazlı
eğlentilerini, kadın ve genç erkeklerle olan serbest ilişkilerini, her türlü cümbüş ve sefahat alemlerini bütün girdisi çıktısıyla, ve çoğuzaman açıksaçık bir söyleyişle anlatmayı bir açık kalplilik sayar ve aynı günahları gizlice işledikleri halde dışarıya karşı günahsız görünmeye çalışan zahit ve vaizlere çatmaktan hoşlanır.
Ey sevgili! güzelsin, çok değerlisin, şuhsun, çılgın aşıksın;
doğrusu güzelliğine söz olmaz, aleme benzerin gelmez:
senin her cefana bin can ile sabrederim ama,
ey vefasız! ellerle alışverişin beni pek öldürür.
Hayaliyle tesellidir gönül meyl-i visal etmez
Gönülden taşra bir yar olduğun aşık hayal etmez
(Gönül, (sevgilinin) hayali ile teselli bulur, kavuşmak istemez; aşık, gönül dışında bir yar olduğunu hayal etmez.)
Gülmek denen şey onun yüzüne yaklaştığı zaman, her halde, üflenen bin mum gibi birdenbire sönüyor ve bu yüz her zaman böyle karanlık ve çizgisiz kalıyordu.