Cezmi Ersöz, (d. İstanbul, 1959) Türk yazar, şair.
Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nde Siyaset ve Kamu Yönetimi Bölümü'nü bitirdi. Yazın dünyasına yayımlanan şiir ve eleştirileriyle girdi. Reklam yazarlığı ve gazetecilik yaptı. Cumhuriyet, Güneş, Özgür Gündem, Aydınlık gibi günlük gazetelerde yazıları ve röportajları yayımlandı. Ardından haftalık 'Deli' dergisinde yazdı. Halen 'Leman' dergisinin yazarları arasında yer almış bir takım sorunlar nedeniyle ayrılmıştır. Şuan "Şizofren" dergisinde yazmaya başlayacaktır. İnsan-dünya ilişkisini, duygular ve olaylar karşılaştırması yaparak anlattığı çoğu eserinde hayatı sorgular. Gündelik zorunluluklardan, en temel ihtiyaçlardan ve insanın vazgeçemediği tutkularından bahseder. Eserlerinde yoğun bir melankoli ve karamsarlık fark edilir. İnsanın iç yolculuğunu melankolik bir dille anlatan bir yazardır.
Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım olabilir. An itibariyle şiir kitabı okuma
Cinsel kimliği beni ilgilendirmez fakat Cezmi Ersöz 'ü okurken kafamda sürekli bir kadın seslendiriyor yazdıklarını. Neden bilmiyorum ama çok ilginç. Oğuz Atay okurken , bukowski okurken vb. erkek sesi ile beynime işliyorum. Yalnız Cezmi ersöz'ün kitaplarında bu oluyor.
Daha önce Cezmi Ersöz okumadıysanız bu kitabı ile başlamayın. Melankoliyi içimizdeki yok oluşu cümle yapabilen ender yazarlardan.
Bu kitap içimi çok acıttı.
Kısa sürede okumalık bir deneme.Tesadüfen elime geçti ve okudum. Bahsettiği olayların çoğunda kendinizi bulabilmeniz mümkün.Başlarda odak noktasının aşk olduğunu zannedip bu kitap bana göre değil demiştim ama okumaya devam ettim düşündüğüm gibi olmadığını kısa sürede fark ettim.
Kısacası gördüğümüz,inandığımız ve hissettiğimizi sandığımız şeylerin aslında bilinmez ve sırlarla örtülü olduğuna değinmiş.Ayrıca anladığım kadarıyla kitabın bir bölümünde toplumumuzda bazı insanların olduğunu sanmaktan hoşlandığı borderline hastalığına değindiğini hissettim emin olmasamda...
Özellikle beğendiğim birkaç bölüm:
*Yağmurun sesini duymak için susmak gerekir
*Hiçbir şey yaşamadan hızla yaşlanıyordu...
*Sevgilerine kaza süsü verilen bu hayattan dışarı çıkmam gerek.
Merhaba, beyler & bayanlar, okuyun bu kitabı, kısacık ama çok anlamlı bir kitap. Okuyun ve kendinizi sorgulayın, okuyun ve karşınızdakileri değerlendirin. Sinan yaptı ise hepimiz yapabiliriz.
Çok güzel tiyatral bir ktap. Tavsiye ederim. Yazmaya devam edersem açık verebilirim :). O yüzden kısa kesiyorum. Keyfli okumalar :)