Bu kitapla ilgili önce sitem etmezsem gönül rahatlığıyla kitabı yorumlayamayacağımı farkettim. Bu denli Harika kurguya ve anlatıya sahip bir kitap neden bilinmiyor ve okunmuyor anlamıyorum. Şişirilmiş onca kitabın arasında hakettiği yaygınlığı ülkemizde yakalayamamış bir kitap.
Eğer dikkatinizi çektiyse ve okuyup okumamak arasında kaldıysanız hiç tereddüt etmeyin, bayılacaksınız!
Beyninizi yakacak, asla gerçeklerin ne olduğunu tam anlamıyla çözemeyeceğiniz, kurgusundaki zeka pırıltıları gözlerinizi kamaştıracak, kitabın son sayfasını bitirip kitabı kapattığınızda “neydi o öyle! Ben az önce ne yaşadım?” Diyeceğiniz bir kitap.
Kitap Baxter adındaki ana karakterimizin biricik kız arkadaşı Esme’nin kaçırılmasını izleyen olaylar silsilesinde hayatının çöküşe geçmesi ve kendini fantastik bir dünyanın tam merkezinde bulmasıyla başlıyor. Yaşadıklarının gerçek mi yoksa aklının bir oyunu mu olduğunu çözmeye çalışırken siz aklınızı kaçırıyorsunuz. Enfes, zeka küpü, okurken yerinizde duramayacağınız bir kitap.
Kitabın en iyi tanımlanması, tanıtım bülteninde de geçen o harikulade cümle olmuş bence.
‘Neil Gaiman’ın hayal gücünü, Charles Bukowski’nin üslubuyla birleştirip, bir Quentin Tarantino filminin kaosunu Zihnimizde canlandıran Charlie Human;tuhaf kurgusuyla şehir fantazyasını iç içe geçirip büyüyü, okültizm ve mitolojiyi ustaca kullanarak kıyameti ayağımıza kadar getiriyor. Kıyamet kapıda. Kıyamet Az Sonra!’