Chiara Valentini

Chiara ValentiniEtnik Tecavüz yazarı
Yazar
8.0/10
5 Kişi
14
Okunma
0
Beğeni
613
Görüntülenme

Chiara Valentini Sözleri ve Alıntıları

Chiara Valentini sözleri ve alıntılarını, Chiara Valentini kitap alıntılarını, Chiara Valentini en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüyler ürpertici "Etnik Temizlik" ifadesinin kökleri Balkanlardaki savaşçı soyların mitoslarında görülür. Antik Sırp halk şarkılarında, Türker'in boğazlanmaları, Yahudiler 'in soykırımı, köylerin yanması, yeni doğmuşların yakılması olayları, kendisiyle evlenmeyi reddettiği için kollarını koparan ve gözlerini çıkarmaktan kaçınmayan Sırp milli kahramanı olan Marco'nun hikayelerinde de görülmüştür.
Sayfa 117 - Real YayınlarıKitabı okudu
Yayıncının Sorumluluğu
Ben Bosna'ya hiç gitmedim. Oraları bilmem, Bosnalıları da fazla tanımam. Ama Bosnalı kadınların feryadını duyurmayı bir görev kabul ediyorum. Çünkü ben bir insanım.
Sayfa 7 - Turgay Yağan
Reklam
Barış adalettir, insan haklarının yeniden düzenlenmesidir.
Sayfa 53 - Real YayınlarıKitabı okudu
Daha önceki bölümlerde de sık sık söylediğimiz gibi savaşan tüm kesim, işkenceler yapmış, toplu kıyımlarda bulunmuş, yağmalamış ve tecavüz etmiştir. Ancak bu topluluklar içinde Sırplar bütün bu vahşet eylemlerini daha fazla gerçekleştirerek, bölgeye sahiplenmek ve oturanları oradan uzaklaştırmak için bu hareketi planlı, programlı hazırladılar.
Sayfa 118 - Real YayınlarıKitabı okudu
Bizi çepeçevre saran zayıflık hissi, korkunun karşısında içgüdüsel olarak gözlerimizi kapatmamızı sağlıyor: O halde, evimizden üç saat uzaklıkta meydana gelen katliamı durduramıyorsak, bilmemek sanırım en iyisi.
Sayfa 112 - Real YayınlarıKitabı okudu
"Uluslararası topluluğun yardakçılığı sayesinde kazanan barbarlık oldu." Böylelikle hümanist bir örgüt olan Medecins dumode 1993 yılının Nisan ayında Brebrenica'da gerçekleştirilen toplu katliamın yorumunu yaptı.
Sayfa 93 - Real YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bosnalılar ölmekten değil, unutulmaktan korkuyorlar.
Sayfa 92 - Real YayınlarıKitabı okudu
Sırplar'la aramız iyi idi. Bir an için bile, bu olayların gerçekleşeceğini düşünmemiştik. Hepimiz Yugoslav'dık, dinlerimizin farklı oluşunun da bir önemi yoktu. Fakat geçen senenin Mart ayında garip olaylar görülmeye başlandı. Sırplar, eğitim yapmak zorunda olduklarını söyleyerek akşamın dokuzundan sonra sokağa çıkma yasağı ilan ettiler. Bosnali Sirp'ların çoğu bu eğitim çalışmalarından hoşlanmamalarına rağmen katılmakla yükümlüydüler. Haziranda, Sırplar erkeklerin hepsini yakaladılar, götürüldükleri toplama kampında aç bırakılan esirler daha sonra da öldürüldüler. Sadece, ormanda saklan mayı başaran çok az kişi kurtulabildi.
Hayatımdaki en kötü gün hangisiydi? Hayatımda ilk kez öldürüleceğimden emin olduğum zamandı. Bir insanın hayatını sürdürebilmek için başka bir insanı öldürmek zorunda kalışı çok canavarca bir davranış.
Sayfa 89 - Real YayınlarıKitabı okudu
Toplumsal kontrolün yokluğunda, zayıfların ezilmesi ve yağmacılık bütün vahşetiyle ortaya çıkar. Tabii ki, bazı durumlarda kadınları ırza geçmekten korumaya çalışan erkekler tutsaklara birazcık insanca davranışta bulunan gardiyanlar olmuştur. Ancak yüzlerce diğeri, çıldırmış vahşi hayvanlar gibi ellerinde silahları, güçlerini kullanıyorlardı.
Sayfa 37 - Real YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tresnyevka, ilk olarak, Etnik Temizlik stratejisinin bir bölümünü teşkil eden Müslüman ve Hırvat kadınlarının tecavüze uğramasını gözler önüne serdi. Savaşların her zaman kurbanları olan kadınlar ve çocuklar, bu savaşta % 18 kayıp verdiler ve % 75'i toplama kamplarına kapatıldı. Trensjevka örgütünden alınan kaynaklara göre bu kamplarda kadınlar çetelerin vahşet eylemlerine, zorla akrabalar arası cinsel ilişkiye maruz kalıyorlardı ve yaralı Sırpları yaşatmak uğruna kan vermek zorundaydılar; Bu arada bazı evlerde küçük çocuklar fırınlarda yakılıyorlar, suda boğuluyorlardı. (Papaz Stipo Marcinkoviç tarafından anlatılan bir başka acıklı olay da şöyle: Markonicgrad'ın 3 ve 4 yaşlarındaki iki çocuğu, annelerinin gözleri önünde çimento karıştırma makinasının içine atıldılar.)
Sayfa 37 - Real YayınlarıKitabı okudu
Beshina, Priyedor şehrinden çok uzakta olmayan Rizvanoviçi köyündendir. "Sırp çeteleri buraya 20 Temmuz'da geldiler. Hatırlıyorum da, evde pencere ve kapıları kapalı tuttuğumuz için havasızlıktan neredeyse boğuluyorduk. Çok korkuyorduk, çünkü diğer köylerde neler olup bittiğini biliyorduk. Demiryolu işçisi eşim yaşıtlarıyla birlikte ormana kaçmıştı. Savaşamıyorlardı, çünkü silahları yoktu. Çeteci birliklerin ise tüfekleri ve makinalı tüfekleri vardı. Köyümüze varır varmaz, ailelerin tüm fertlerini dışarı çıkarttılar: Babam, kayınpederim, iki amcam ve bulmayı başardıkları tüm erkekleri meydanda sıraya dizdiler ve sonra da onları demir çubuklarla döverek, kızgın güneşin altında koşmaya zorladılar. Bazıları yaşlı olduklarından yere düşüyorlardı. Bunun sonucunda da boğazları kesiliyordu. Şafak vakti babam geldi. Yaralıydı ve çok fazla kan kaybediyordu. Bütün akrabalarımızın kurşuna dizildiğini söyledi. O ise kurtulmayı başarmıştı. Çünkü ilk vuruşta yere düşmüştü ve gerillalar da O'nun öldüğünü zannetmişlerdi. İçmesi için su verdik. Hastaneye ise kurtulduğunu anlarlar diye götüremedik. Bütün gün öldürülenlerin ismini sayıkladı ve akşam o da öldü. İki gün sonra, bir yakınımız kocamın ormanda yakalanarak öldürüldüğünü söylemeye geldi. Aynı gün bizi evimizden çıkarttılar ve köyün diğer evlerinin de başına geldiği gibi bizimkini de yaktılar.
Sayfa 26 - Real YayınlarıKitabı okudu
Birleşik Devletler'in diplomasisi, pek tabii ki eleştiriye sebebiyet veren pek çok yanlışlar yaptı: Miloseviç'in saldırgan politikasının önemsenmemesi gerçekte sadece Müslümanları zarara uğratan silah ambargosu buyruğu, Yugoslavya'nın çökmesiyle ortaya çıkan cumhuriyetlerin tanınmasının ivediliği… Batı diplomasisi, artarda yapılan hataları ve olaylara müdahale etmeyi göz ardı ederek, politik ve askeri açıdan güvensiz, zayıf ve çelişkili bir izlenim oluşturdu ve hayal kırıklığı yarattı.
Sayfa 113 - Real YayınlarıKitabı okudu
Burada, Batı'da, bana tuhaf gelen, karşıdan karşıya geçerken kurşun yağmurundan kaçmak için zigzaglar çizerek koşmamak, ya da duvarlara yazılan nişancılara dikkat et, yazısını görmemek. Bir parça ekmekle yetinmek, depolarda yaşamak zorunda kalmamak. Beni en çok kızdıran olgu ise, bir taraftan çok büyük bir kamuoyu olmasına karşın Avrupalı Devletlerin olaylara ilgisiz kalmaları...
Sayfa 87 - Real YayınlarıKitabı okudu
Hatırlıyorum da, ilk katliamların başladığı sırada, Dobrinie mahallesinde Sırp çetelerinin silahsız Müslümanları bıçaklayarak öldürdükleri sırada, merkezdeki vatandaşların büyük çoğunluğu, yaşamayı başaranların anlattıkları vahşet dolu olayların gerçekliğine inanmakta güçlük çekiyorlardı. Pek çoğu bana, bu noktaya nasıl varıldığını, kardeşleri birbirini öldürmeye iten bu savaşın nasıl başladığını soruyordu.
Sayfa 85 - Real YayınlarıKitabı okudu
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.