Dünyada bozulmamış bir “Ben” olmadığını bile bile kendilerini “Ben” olarak tanımlayan insanlardan biriyim. Hiçbir şey eşsiz değil; ne ıssız adam ne ölüm şeklim ne de zevklerim, umutsuzluklarım, unutma ve yok etme biçimim. Yine de, ben benim.
Dünya yok eden, bağıran ve baskı yapanlardan cömertliğini esirgemiyor. Başarıyla yok etmeyi, adamakıllı bağırmayı ve bir kavgada hayati bir bölgeye yönelmeyi öğrenmek için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
"Bu dünyaya acılar içinde doğmuş tüm ruhlar rahata kavuşsun. Bedeni acı çekenler, zihni acı çekenler, bedeni ve zihni acı içinde olanlar, bilmeden acıdan kıvrananlar, aile içinde alaya alınıp dışlananlar, arkadaşları tarafından ihanete uğrayanlar, komşularının sırt çevirdiği herkes, şansızlığıyla doğanlar, yalnız yaşayanlar, bağışlayacak kimsesi olmayanlar, çalışmaktan iki büklüm olanlar, ağlayanlar ve sızlayanlar, keder içinde yüzenler, terk edilenler ve kalbi kırılanlar, anne babasının ihmal ettiği çocuklar, kalp kırıklığıyla azap içinde olanlar... Hepiniz huzur bulun."
Dünya planlarıma öyle ya da böyle kucak açıyor gibi.Dünya sanki planlarıma yer açmak istercesine düşüyor, kırılıyor,reddediyor ve geri çekiliyor. Dünyada savaşlar hiç bitmiyor ve sonu gelmeyen istekler dünyayı sardıkça insanlar basitleşiyor, daha yoksullaşıyor ve nihayetinde yok oluyorlar. Böyle bir dünyanın insanlarına farklı bir isim bulmamız gerekirdi.Muson yağmurlarından sonra akıp giden toprak yığınları gibi dünyanın da kendi kendine çökmesini sıkkın bir halde bekliyorum.