Üç ayrı maceraya selam veriyoruz, X-Men, New Mutants ve X-Factor’un başına gelenlere tanık olduğumuz bu kitabı Mutant Katliamı kadar sevemedim.
Uncanny X-Men'de:
X-Men (Wolverine tarafından yönetilen ve Colossus, Havok, Rogue, Psylocke, Dazzler ve Longshot) Dallas’ta Storm’u arayış içerisindeler. Başka bir boyuta ışınlanan Forge ve Storm dünyamıza dönmeye çalışırken X-Men’de Dallas’taki kaosla başa çıkmaya çalışıyor. Kaos sebebiyse dinozorlar ve tarih öncesi insanların birbirleriyle ve günümüz insanlarıyla savaşıyor olması.
The New Mutants’ta:
Magneto, Xavier'in mutant eğitim okulunda sorumlu öğretmen görevinde ama bu sefer Magneto asi değil iyi ve sorumluluk sahibi bir adam, bu sefer New Mutant yani çocuklar asi. Bu New Mutant’lar tutsak edilip üzerlerinde deney yapılan diğer hayvan-melezleri kurtarmak isteyen yarı insan yarı kuş olan Bird-Brain’le beraber maceraya çıkarlar. İnsanların emrinde çalışan köle bir ara ırk inşa etmek isteyen çılgın bir bilim adamıyla savaşıp tutsak yaratıkları kurtarmaya çalışırlar.
X-Factor'da:
X-Men (Jean Grey, Cyclops, Beast, Iceman) Manhattan'ı yok etmek üzere olan Apocalypse ve Mahşerin Dört Atlısı ile karşı karşıya geliyor. Burada bi’ sürprizle karşılaşıyoruz, dördüncü eski X-Men üyesi olan ve öldüğünü düşündüğümüz Angel. Tabi bildiğimiz Angel değil, Apocalypse onu yeni metal kanatlarla yeniden şekillendirdi ve Ölüm adını verdi. İnsanlar tarafından ötekileştirip zorbalığa uğrayan Angel insanlığa düşman olmuş ve X-Men ekibi de bir taraftan Angel’i ve Apocalypse’i durdurmaya çalışıyor.