Christine Beigel

Christine BeigelHer Şeye Hayır Diyen Aslan yazarı
Yazar
8.8/10
121 Kişi
429
Okunma
6
Beğeni
1.630
Görüntülenme
Oğuz Yılmaz beyefendiyi de ben çağırıyorum..
Öğretmen çocuklara bit ayıklama uzmanı olan maymunlara gitmeyi teklif etmiş. Yıkanmayı sevmeyen zürafa hemen itiraz etmiş. Aslan her zamanki gibi "Hayır!" demiş. Diğerleri de kafalarının ellenmesini sevmedikleri için suratlarını asmışlar. - Peki, demiş öğretmen. O zaman çekirgeyi çağırıyorum. - Şahane, diye bağırmış çocuklar neşeyle. Ve hop! Bütün bitler gitmiş.
Cimcimeyi kurtarsana be tavuk..
- Anne tavuk! Çabuk gel! - Ne oldu? Ne var? - Cimcimenin üzerinde bir sürü... - Ne var? - Bit, hem de her yerinde. Zıplayıp duruyorlar! Bit mi? Bir zamanlar bitlenen bir panda tanıyordum ben! Durun size pandanın hikâyesini anlatayım.
Kıskançlığıma rakip birini buldum sonunda jshhdsh
Öğretmen gözlerini yumarak derin bir nefes almış ve derse başlamış: - Matematik! Bugün sayı saymayı öğreneceğiz. - Şahane, ben de üzerimdeki bitleri sayabilirim, demiş birden panda neşeyle. - Ühüüü! diye sızlanmış fil. Benim üzerimde hiç bit yok. - Kıskançlık hiç hoş bir şey değil, demiş öğretmen.
Kardeş dediğin böyle olur..
Küçük kanarya korkudan hiç sesini çıkarmamış. Ama kardeşleri hemen onu gösterip: - İşte suçlu bu! diye bağırmışlar hep bir ağızdan. - Ama ben, isteyerek yapmadım.. diyebilmiş küçük kanarya korku dolu bir sesle.
-Bu gürültü de neyin nesi? diye söylenmiş sabahlığını giymiş solucan, başını içinde bulunduğu elmadan çıkartarak. Solucanlar kötü hayvanlar değildir aslında ama çok çabuk sinirlenebilirler. Özellikle de sabahlık giyiyorlarsa.
Koyun çok isabetli bir yerde devreye giriyor jshsj
Güzel. 10'a kadar saymayı biliyor mu herkes? Kaç tane bit varmış sayın bakalım! Sayma işini ister parmaklarınızla, ister ayaklarınızla, isterseniz de... - Öğretmenim, çok fazla bit var! diye bağırmış koyun. - Hepsini nasıl sayacağız? diye sormuş kurt.
Çarşambaları benim için Hayal Kurma Günü. Mesela sanki o gün yaz tatilinden bir günmüş gibi davranırım. Gökyüzünü bulutlar kaplamış ve yağmur yağıyor olsa da dışarıda hava çok güzelmiş gibi hayal ederim.
-Yani su aygırı bütün bu yuttuğu şeyler yüzünden mi hıçkırıyormuş, anne? -Kendisi de söylemişti ya, hıçkıran o değilmiş. Hıçkıran midesindeki kurbağaymış. Yuttuğu çalar saat her öğlen ve her gece yarısı çaldığı için zavallı kurbağa hıçkırırmış. Kurbağa hıçkırınca, ne yapsın su aygırı, o da hıçkırır dururmuş.
-Merhaba, koca ayıcık... Noel Baba sen misin? -Baba mı? Hayır, ben büyükbabayım. Benim on tane torunum var!
İnekte kılçık, Balıkta tüy, Yumurtada çekirdek, Yılbaşında da sürprizler ve neşe olmadan olmaz.
Bir uçan balığın sırtına binip, ren geyiklerinin ülkesine kadar gitmiş. Çünkü Noel Baba onlardan biriymiş. Evet, bir ren geyiğiymiş Noel Baba! En azından farecik öyle sanıyormuş. Doğrusunu ben de bilmiyorum.
Resim