Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Christophe Chaboute

Christophe ChabouteYapayalnız yazarı
Yazar
Derleyen
Çizer
9.3/10
27 Kişi
106
Okunma
4
Beğeni
1.018
Görüntülenme

Christophe Chaboute Yorumları ve İncelemeleri

Christophe Chaboute yorumları ve incelemelerini, Christophe Chaboute kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Christophe Chaboute puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
İlk grafik roman tecrübem
İnternet üzerinden görüp tesadüfen sipariş ettiğim bu kitap şimdiye kadar ki okuduğum en ilginç kitap oldu, çünkü bu kitap grafik bir roman. Kitap tam tamına 376 sayfa ve tamamen çizimlerle dolu ve diyalog sayısı çok az. İçerikten bahsetmek gerekirse; ailesinin kendisinden utandıkları çocuklarını deniz fenerine hapsetmeleri ve bu çocuğun 50 yaşına kadar oradan hiç ayrılmaması ve orada yaşadıkları konu ediliyor. Yalnızlık ve yapayalnızlık arasında ki farkı net bir şekilde gözler önüne seren kitap ilginç bir şekilde sizi hikayenin içine alıyor. Sonuç olarak ön yargıyla elime aldığım kitap kendini baya bir sevdirdi.
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Karanlık ve hüzünlü ev
Her gün aynı rutin: Gündüz dalgalanan ve hırçınlaşan denizden, kendi gerçekliğine çekmek istediği nesnelerin avıyla başlıyordu. Gece ise engin karanlığın ufku sardığı zamanlarda oynadığı bir oyunu oynuyordu. Soğuk taşlardan oluşan dünyasının sessizliğini, bir uyarı sesi olan "boom" bozuyordu. Aslında bu sessizliği bozan ses bir oyunun başlangıcıydı. Masasının üzerindeki sözlük kitabını açmanın zamanıydı. Her "Boom" sesinden sonra gözlerini kapatır ve rastgele bir sayfayı açıp, parmağını denk getirdiği kelimeyi okurdu; Aslında bu hayal dünyasının derinliklerine ışık tuttuğu ender zamanlardı. Denizin ortasında bir taştan kulede, yapayalnız bir şekilde yaşayan birinin hayal dünyası ne kadar zengin olabilirdi ki? Hayal gücümüzün sınırı bildiklerimiz kadardır. Yaşamdaki en mühim esas hayal gücümüzü zenginleştirmektir. Zihindeki tohumların sebebi fikirlerdir; ancak bu filizlenen tohumların büyümesi için hayal gücü gereklidir. Yapayalnız sonunda fark edilir. Bir yolcu sonunda onunla empati kurar. Yolcunun dünyası da bir zamanlar aynı Yapayalnız gibi soğuk taşlardan oluşmuştu. Yolcununda bir zamanlar evi Karanlık ve hüzünlüydü. Kitabın ve aynı zamanda Yapayalnız karakterimizin kırılma anı o yolcu sayesinde yaşanmıştı. Tek bir soru yetmişti engin karanlığı tanımlamaya. Gelen cevap ise aydınlığa doğru uzanan bir yolculuğun başlangıcıydı. O soru tufanın başlangıcıydı, zihinsel bir hapishaneden kurtuluştu. Soru çok basitti, oldukça basit; " Sizi ne mutlu ederdi?"
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
Reklam
376 syf.
10/10 puan verdi
Yalnızlık orada öylece duruyor. Kimimiz ona giden bir yol seçiyoruz, kimimizse onun içinde doğuyor. Bir şeyi seçmekle ona maruz kalmak, o şeyi nasıl da aynı harflerle yazılan bir kelime olmaktan çıkarıp bambaşka anlamlar kazanmasını sağlıyor. Belki de bugün bir mahkumdan daha çok dört duvar arasında durdunuz ama sizi mahkum olmaktan çıkaran şey
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
32 syf.
6/10 puan verdi
“Nehrin fısıltısını, küçük adam! Hiç unutma.” Çizimleri fena değildi. Küçük bir çocuğun anne ve babasının ayrılma sürecinde nehir kenarında bir yere gelmesini çizmiş yazar. Yanında kaldığın yaşlı adamın kasaba tarafından dilsiz olarak bilinmesi ama yaşlı adamın aslında konuşmaması. Nehrin sesini dinlemenin derinliğini dile getirmesi..
Quelques Jours D'été
Quelques Jours D'étéChristophe Chaboute · Paquet · 19996 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Selamlar, ben Leyla. Çirkiniği yüzünden ailesi tarafından deniz fenerine hapsedilmiş, yapayalnız bir adamın hikayesi... Tek eğlencesi ise sahip olduğu sözlüğünden rastgele sözcükler seçip okumak... İhtiyaçlarını getiren iki denizciden biri bu yapayalnız adama sempati duyar ve ona erzak kolilerinin üzerinde bir not gönderir, "Seni ne mutlu ederdi?"* Kitap, grafik bir roman içinde çok fazla diyalog ve kelime içermiyor... Aslında bu denli bir yalnızlığı ifade etmenin en güzel biçimi diyebilirim, çünkü kelimeler yalnızlığımıza arkadaş olabilir ve içinde bulunduğumuz karanlığa bir kibrit çakabilir. Ancak kelimeler bizi terk ederse, işte o zaman naneyi yediğimizin göstergesidir. Bir saat içinde bitebilecek etkisi büyük romanlardan biri ve ben kendi kendime okuduğum için şanslı hissediyorum. Kitapların size şans getireceği günler dilerim...
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
Yapayalnız
“Hareketsiz taştan bir gemi, sallanmayan granitten bir gemi, bizi hiçbir yere götürmez. Hiçbir zaman karaya yanaşmaz. Bir fenerin güvertesinde, hiçbir limana ulaşamazsın.” Ailesi tarafından bir deniz fenerine hapsedilmiş, çirkinliği yüzünden toplumdan dışlanmış bir adamın hikayesi ile geldim sizlere; Yapayalnız. Adı Yapayalnız koyulmuş bu adama iki gemicinin belli aralıklarla yiyecek gibi ihtiyaçlarını getirmesi ile başlar hikaye. Sonrasında karakterimizin hayatı gösterilir. Hiçkimse ile bir diyaloğu olmamış bu adamın günlerini bir deniz fenerinin içerisinde nasıl yaşayabildiğini izlersiniz. Tek eğlencesi sözlüğü açıp gözlerini kapatıp rastgele seçtiği bir kelimeyi hayal etmek olan bu yalnız adama günün birinde bir soru gelir; "Sizi ne mutlu ederdi?" Christophe Chaboute tarafından hazırlanan bu grafik romanda diyalog sayısı çok az olmasına rağmen, çizimler bütün hikayeyi sizin yazmanıza sebep oluyor. Hikayenin sonunda ise boğazınızın düğümlenmesine.
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
Reklam
336 syf.
8/10 puan verdi
PARK BENCH Park Bench, çizeri Chaubute yazarının ise sizin olduğunuz bir grafik roman, niye böyle diyorum çünkü Park Bench’te ne bir baloncuk ne bir diyalog ne de bir sözcük var. Chaubete kullandığı bu yöntemle yaşayacağınız deneyimi dikte etmek yerine tamamen size bırakıyor. Bu şekilde de hepimiz kendi deneyimlerimizden kendi zevklerimizden yola çıkarak “KENDİMİZE MAHSUS” bir eser yaratabiliriz. Ve bence bu eser için en önemli olan nokta da bu. Ben bu hikayeyi şu şekilde tamamladım: Hayatımızda hepimiz en az bir kez banka oturmuşuzdur. Belki bazı banklara daha fazla oturmuşuzdur. Bunu bilemem. Ama asla o banklara oturan tek biz olmadık. Biz gittikten sonra birileri geldi, oturdu, bir şeyler yaşadı ve gitti. Bu döngü kendini defalarca tekrarladı ve hala da tekrarlamaya devam ediyor. Biz ise bizim dışımızda yaşananlar hakkında çok az şey biliyoruz ve bazen diğer her şeyin varlığını unutuyoruz hatta bazen kendimiz hakkında da bazı şeyleri unutuyoruz: Karşımızdakilerin de “BİZİM GİBİ” birer birey olduklarını unutuyoruz (evsiz ve polis), hayatın koşuşturmacasından oturup dinlenip neyden zevk aldığımızı unutuyoruz (her sabah işe giden adam), bazen şükür etmeyi unutuyoruz (kaykaylı çocuk), bazen sevdiklerimizle bir keki paylaşmanın huzurunu unutuyoruz (yaşlı çift), yaşanan olumsuzluklarda oturup üzülmek yerine bakış açımızı değiştirip denemeyi unutuyoruz (çiçekle oturan adam), bazen bir sayfa kitap okumayı unutuyoruz…
The Park Bench
The Park BenchChristophe Chaboute · ‎ Gallery 13; Illustrated edition · 20129 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
Bazı resimlerin kelimelere ihtiyacı yok, incelerken hep evimize yakın olan parkı düşündüm, ne zaman orada otursam, bu bankın konuşsa neler anlatacağını merak ederdim, o kadar ki düşünmekten dolayı hem oyuna hem de eve geç kaldığım çok olmuş. Yine de, bu çizgi roman, o bankta oturan ve sorularına cevap arayan bana ithafen çizilmiş gibi, ne kadar dokunaklı, anlamlı ve sanatsal çizimler, okuyucunun düşüncelerine bırakılan bir konu olduğu ve kısa bir tadında film, kendi düşüncelerimle yapımlara anlam katmayı seven biri olarak, buna bayıldım. Başlıktan da anlaşılabileceği gibi, birbirini hiç görmeyen insanların, yıllar içinde onu kullanan insanların ortak noktası olan bir bankın hikayesidir. Yaşlı çiftler, müzisyenler, okuyucular, çocuklu ebeveynler, evsiz bir adam ve tabi bir köpek. Sanatçının siyah beyaz resimlerini kullanarak, bu bankın gördüklerinin çoğuna bizde tanık oluyoruz, sonbaharda düşen bir yaprakla sayfaları değiştirirken resmen büyülendim. Beni en çok etkileyen ve en çok çarpıcı olan kısım, hikaye çerçevesinde yer alacak olan başlangıç sahnesi ve buna uygun olarak umut, sevgi ve neşe dolu muhteşem ve beklenmedik güzel bir son.
The Park Bench
The Park BenchChristophe Chaboute · ‎ Gallery 13; Illustrated edition · 20129 okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Yalnız değil yapayalnız
Bir dışlanmışlığın, bir tecridin çizgilerle anlatılmış hüzünlü hikâyesi, çizimler güzel. Derdini anlatmak ve duygu aktarımı noktasında oldukça başarılı.
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
336 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
The Park Bench — Christophe Chaboute
"Park Bench" - rassomi Chaboute, muallifi esa sizning oʻzingiz boʻlgan grafik roman, sababi 336 sahifa davomida birorta dialog yoki soʻzni uchratmaysiz. Chaboute oʻz tasvirlari bilan syujet yaratishni oʻquvchini oʻziga qoʻyib beradi. Shu orqali, har bir kitobxon bu kitobdan oʻz hikoyasini yaratishi mumkin. Kitobning eng muhim jihati ham mana shunda. Endi esa oʻzim yaratib olgan hikoyamga kelsak. Har kim umrida kamida bir marta boʻlsin xarrakka oʻtirgan. Balki qaysidir biriga koʻproq oʻtirgandirsiz. Buni aniq aytish qiyin. Lekin shunisi aniqki, bizdan boshqa odamlar ham unga oʻtirgan. Biz ketgandan soʻng, boshqalar unga oʻtirdi, suhbatlashdi, dil izhori qildi, ovqatlandi, uxladi, nimadirlar yashab oʻtkazdi va ketdi. Mana shu tsikl tinimsiz takrorlandi va hozir ham takrorlanyapti. Biz esa bular haqida judayam kam narsani bilamiz. Ba'zan o'zimizdan boshqa narsalarning mavjudligini ham yodimizdan chiqaramiz. Yonimizdagi inson ham "Biz kabi" odamligini unutamiz (uysiz va politsiya). Hayot deb atalmish poygadan bir lahzaga tin olib, shunchaki oʻtirishni unutamiz (har kuni ishga portfel koʻtarib ketadigan odam). Baʼzida shukr qilishni unutamiz (skeytbort uchadigan bola). Sevgan insonlarimiz bilan boʻlishish beradigan hisni unutamiz (qariya juftlik). Salbiy xayollar bilan oʻzni yeb-bitirish oʻrniga nuqtayi nazarimizni oʻzgartirishni unutamiz (gul koʻtargan odam). Ba'zan esa shunchaki bir sahifa kitob oʻqishni unutamiz...
The Park Bench
The Park BenchChristophe Chaboute · ‎ Gallery 13; Illustrated edition · 20129 okunma
Reklam
376 syf.
9/10 puan verdi
Aslında her birimiz birer deniz fenerinin içinde yaşıyoruz: peşi sıra birbirini takip eden günler, dünyada bilmediğimiz görmediğimiz yerler, tatmadığımız tatlar ve hiç duymadığımız kuş sesleri… Şimdi söyleyin sizce biz de kendi deniz fenerimizde hapsolmamış mıyız? Umarım hepimiz bu romandan sonra kalan günlerimizi, “seni mutlu edecek ne var?” sorusuna bir cevap bulup kalan günlerimizi öyle yaşarız. Hayat denizine olta atıp tuttuğumuz iyisiyle kötüsüyle anılar, deniz fenerimizdeki en değerli şeyler değil mi? Bunu okuyan herkes, sizlere sesleniyorum:Dünya deniz fenerinde saklanıp denizden bizi mutlu edecek bir şeyler ummak için fazla acımasız ve kısa. Denizde bulamadığımızı karada da arayabiliriz, gökte de. Minimum yazı ile maksimum vuruculuğu sağlayan, okumasını sizin yapmanız gereken, kendinizden mutlaka bir şeyler ekleyebileceğiniz başarılı bir eser Yapayalnız. Özellikle en sevdiğim kısımlar karakterimizin sözlük ile yaşadığı anlardı. Herkese öneririm.
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok iyi
Müthiş bir çizgi roman, kısıtlı diyalog ve monologlarla derdini anlatan çok başarılı bir eser. Bitirdikten sonra, yüzlerce sayfalık bir roman okumuşsunuz gibi, ağır bir yükün altında kalıyorsunuz. Başkarakterin yalnızlığı, çaresizliği, özlemleri her sayfada sizi; boğucu, berbat bir hücredeymişsiniz hissine sokuyor. Eserin siyah beyaz basılması ise etkiyi ve anlatılmak istenen duyguyu kesintisiz iletiyor. Eserin basım kalitesi, sayfa yapısı, pencere kullanımı harikulade olmuş.
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Hayatımda okuduğum en etkileyici çizgi roman olabilir. Hem hikayesi hem de çizimleri muhteşem. Zaten çizgi romanda çok az yazı var. Her şey söze gerek kalmadan aktarılmış, duygu dolu bir çizgi roman ki beni yer yer çok üzdü, duygulanmadım desem yalan olur. Hikayeye gelirsek, yapayalnız bir adam anlatılıyor burada. Çirkin olduğu için bir deniz fenerinde hayatını sürdüren, hiç insan içine çıkmamış yetişkin bir adamın hikayesi. Yanında oltası, balığı ve sözlüğü var ona bir eşlik eden. Okuyun, pişman olmayacaksınız.
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Çok güzeldi. Kitap her ne kadar içinde bir "sözlük" barındırsa da, derdini kelimelerle değil çizimlerle anlatıyor. Dalgaların değişimlerinden tutun da kuşun fenerin etrafında dönerek bizi de fenere sürüklemesini ya da sadece bir balıkçı teknesinin yaklaşıp uzaklaşmasını çizgilerle, çizimlerle görüyorsunuz ve bu çok güzel. Yapayalnız'a sempati duymaktan kendimi alamadım. Dünyayı hiç bilmeden sadece elindeki sözlük ve hayal gücüyle tanımaya şekillendirmeye çalışan, düşünen, cesaret edebilen biri. Özellikle "Alaattin", "Hapishane" kelimeleriyle karşılaşmalarını çok beğendim. :) :) :) Ve sonuu.... Ne yalan söyliyim beklemiyordum. Çizerin tarzını çok beğendiğimi tekrar belirtmek istiyorum. Bize karakteri tanıtmak ve anlatmak da çok iyi bir iş çıkarmış. Panel panel verilen detaylar, kelimeler... Her biri hikayeye katkısı olan, hikayeyi ilerleten doğru seçimler. Yapayalnız, mükemmel bir detaysın. BOOM... BOOM... BOOM
Yapayalnız
YapayalnızChristophe Chaboute · İletişim Yayınları · 201987 okunma
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.